Benim kısa-öz-komik anime denince aklıma gelen tek bir anime var; Sakamoto desu ga? Önerisini de çook önceden yapmıştım. 39'uncu önerimmiş hatta: http://www.sutunc.com/2016/04/anime-manga-onerileri-39-sakamoto-desu.html Heh, işte aynı janrda, yine Sakamoto gibi bir manga uyarlaması olan Gaikotsu Shotenin Honda-san, şöyle kafa dağıtmak, eğlenceli vakit geçirmek isteyenler için bire bir. Efeniiiiim; Honda-san bir iskelet. Evet. Hem de ağırlıklı olarak manga satan bir kitapçıda çalışıyor. Yani o kadar anime izliyorsunuz, bir iskeletin manga satabileceği gerçeğine de alışık olmanız gerek. Sıfır deri birkaç kemik bu arkadaşın, ilginç görüntüsünü bir kenara bırakırsak, kendisi tam anlamıyla bir Capon. Kitapçıda yaşadıkları, karşılaştığı müşteri tipleri, iş arkadaşlarıyla diyalogları o kadar güzel ve tatlı ki -minnoş anlamında değil ya, hani böyle iyi vakit geçirten, yarım yarım yarmasa da güldüren manasında, yoksa bir iskeletin nesi tatlı olabilir??- kendinizi ...
Dediler kral öldü... assdşflösadf (Görselde ki kız tasarımcı ama siz blogger / yazar olarak tasvir edin kafanızda. Teşekkürler.) OH BE DÜNYA VARMIŞ! Hayatlarımız biz fark etmesek de dönemlere ayrılıyor. Bu işin böyle olduğunu da çok sonradan fark ediyoruz. Bende de öyle oldu işte. Kore'de Aşk Mevsimi'ni yazdığım dönem yalnızca aşk romanları okuyor, aşk temalı filmler, diziler ve animeler izliyordum. Polisiye / gerilim kitabımı yazarken de öyle oldu; bir dönem yalnızca cinayet, polisiye, gerilim ile ilgili eserleri takip ediyordum. Bu janrın dışında kalan ne varsa ilk 10 dakikasında sıkılıp kapatıyordum. Kitabım bitti, editöre gitti. Daha üzerinde çalışılacak çok şey var. Öyle çat diye çıkmıyor kitap. O kadar uzun bir süreç ki, evliyalığa doğru ilerlediğimi düşünüyorum cidden. Ama işte; serde inat var, yazmak tutkusu var. En iyi eserlerimi 35'imde, 40'larımda vermek istediğim için şimdi bu ceremeyi çekmem gerek. Yani öyle bir anda parlayıp hop diye söne...
11 Mart'ta CNR İstanbul Kitap Fuarı'nda İmza Günüm Var!
Duyduk duymadık demeyin ahaliiiii! 11 Mart Pazar günü saat 14:00 -15:00 arasında CNR Expo'da olacağım. İlk imza günüm olacağından valla ben de ne yapacağımı tam bilemiyorum. Yani, daha önce gittim imza günlerine de hep masanın diğer tarafındaydım. Tükenmez kalem alıp geleceğim. Nasıl ulaşılır, onu da yazayım. Gugılmışım gibi herkes onu sorup duruyor. Ezberledim atık. (Atarlı Su mode on) Ama yine de kopi peyst yapacağım çünkü üşendim: Anadolu yakasından gelenler için Kadıköy 'den Kadıköy-Kartal metrosuyla Ayrılıkçeşme istasyonunda inip Marmaray 'a aktarma yapınız. Marmaray ile Yenikapı durağında inerek M1 Yenikapı-Havalimanı metrosuna geçerek metronun DTM-İstanbul Fuar Merkezi durağında indiğinizde CNR Expo Fuar Merkezi'ne ulaşabilirsiniz. Üsküdar 'dan Marmaray ile Yenikapı durağında inerek M1 Yenikapı-Havalimanı metrosuna geçerek metronun DTM-İstanbul Fuar Merke...
Kore'de Aşk Mevsimi Hakkında: Nasıl yazdım? Neden yazdım?
Eveeeet! Teee geçen sene kitabımın çıkacağından bahsetmiştim sizlere. Beni takip edenler, yayımlanan ilk kitabım olmasına karşın yazdığım -bir novellayı da sayarsak- dördüncü kitap olduğunu bilirler. Asıl çıkışı bilim kurgu ile bekleyenler çoğunluktaydı. Vallahi ne yalan söyleyeyim ben de bilim kurguyu önceden yayımlayacağımı düşünüyordum. Ancak işte evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor. Kore'de Aşk Mevsimi, aslında bildiğimiz dram-romantik klasmanın bir kitap. Çoğunluğu Güney Kore'de geçtiği için ismi de Kore oldu dolayısıyla. Bu kitabı ben, tam da medya ajansında çılgınlar gibi çalışırken -gerçi hala çalışıyorum-, bir yandan bilim kurgu kitabımı bitirmeye uğraşırken, diğer yandan da Kadıköy Belediyesi'nde manga kurgu ve çizim dersleri verirken yazmaya başladım. Öyle, bir anda oldu. Bilim kurgu genişledi, çok şey değiştirdim, üçlemeyi büyüttüm. Artık benim kontrolümden çıkıp kendi başına hayatta kalabilen bir organizma haline gelmişti anlayacağınız. İşin içinden...
2018 Bahar Animeleri Gümbür Gümbür Geliyor!
Bu bahar evlere şenlik var! Yollarını gözlediğimiz animeler inci gibi sıralanmış, yayın tarihlerini bekliyor! Ben de 2018 Bahar (İlkbahar tabii arkadaşlar) animelerinden elimde çatal bıçakla hüpletmeyi beklediklerimi sıralayayım dedim. Haydi vira vira: 1) Tokyo Ghoul:re Yayın tarihi: 3 Nisan 2018 Bu günleri de mi görecektik? Vallahi de geldi billahi de geldi! Mangasında işler karman çormanken hem de! Studio Pierrot bu sefer işleri eline yüzüne bulaştırmaz diye umuyorum. Squad 0'nın animeye nasıl uyarlandığını ise çok merak ediyorum. Ayy gel nisan gelll <3 2) Steins;Gate 0 Yayın tarihi: Nisan 2018 Açılınnnn! Maddo scientisto döndüüü! Okabe'nin Kurisu'yu kurtarmaya çalıştığı dönemde yaşanan olayları ele alacak bu anime. Tadından yenmez vallahi. Yıllardır görmediğim dostlarıma kavuşacakmışım gibi hissediyorum (Buraya gözleri kalpli emoji gelecek. Aramaya üşendim, siz anladınız.) 3) Boku no Hero Academia 3'üncü Sezon Yay...
Psycho-Pass'e 3 Yeni Anime Filmi Geliyor!
AMAN DUYDUK DUYMADIK DEMEYİNN! Gözümüzün nuru, distopik dünyaların en bir güzeli, canımız cicimiz (Seda Sayan'ın konuk çağırma merasimi gibi oldu ya kusura bakayın sldkfsdfsd) Psycho-Pass'e bir değilll, iki değiiil, taaaaam üç anime filmi geliyor! 2019'un başından itibaren yayımlanacağı söylenen anime filmlerinin çatı ismi Psycho-Pass: Sinners of the System olacak ve her film farklı karakterler üzerine yoğunlaşacak. Gözler Makishima Shogo'yu arıyor ancak Kougami Shinya'yı görmek bile yeter. Bakalım Dominator bu sefer kimleri hedef alacak?
Kitabım Kore'de Aşk Mevsimi Çok Yakında Kitapçılarda!
Bu satırları yazarkenki suratımı görmenizi isterdim. SONUNDA YA SONUNDA! Ne dönemler geçti, neler oldu bitti, sıkı takipçilerim az-çok biliyor. Teee ne zaman sizlere kitabımdan bahsetmiştim. Yazdığım üçüncü, ancak basılacak olan ilk kitabım Kore'de Aşk Mevsimi Şubat ayı içerisinde sizlerle buluşacak! DEX Kitap'tan çıkacak hem de! K-Dramaları izleyip izleyip gaza geldiğimi ve bu kitabın hayatımın en kötü dönemlerinden birini geçirirken beni kurtardığını belirtmeliyim. O nedenle bende yeri çooook ayrı! İstanbul'un keşmekeşinde tek başıma tutunmaya, bir yandan bir şirkette çalışmaya, bir yandan blogumu devam ettirmeye, diğer yandan Kadıköy Belediyesi'nde manga kurgu ve tasarım atölyesinde ders vermeye, diğer yandan anime ve mangalar ile ilgili olan Miyazaki'den Tezuka'ya ANime ve Manga Tarihi isimli kitaptaki bölümümü yazmaya, diğer yandan da tıkanmış olan bilim kurgu türündeki kitabımı düşünüp "Ben ne yapacağım bu kitapla"...
With's Court (Witch at Court) İncelemesi
Sonbahar 2017 k-dramaları yine birbirinden güzeldi. While You Were Sleeping ile gizeme, Mad Dog ile heyecana doyduk. Ancak öyle bir k-drama var ki, kurgusuyla, hikayesiyle, ana karakterin muhteşemliğiyle hepsinin üzerinde. Witch at Court, genellikle birer erkek ve kadın içerek ve yine genellikle erkeğin %70, kadının %30 göründüğü k-dramalardan çok farklı. Tabii, kadınların baş rolde olduğu dramalar çok, ancak o k-dramalarda, daha doğrusu dizi, roman, film olsun yaratılan hemen hemen tüm kurgularda mutlaka bu tarz hikayelerde güçlü bir erkek karaktere de yoğunlaşılır. Bu sefer işler farklı. Ma I Deum diziyi bildiğiniz alıp götürüyor. Kendisini son zamanlarda yaratılan en başarılı k-drama kadın karakteri ilan ediyorum. Politik eleştirinin, savcıların ve polislerin bol bulunduğu k-dramalar çok revaçta, evet. Witch at Court ise özellikle karakterlerinin orijinalliği ile bu k-drama bolluğunda sivriliyor. Konusu ise şöyle: Babasının kim olduğunu bilmeyen Ma I Deum'ün annesi, ...
Bir diziye izlemeye başlamadan “Oooo şu oyuncu başroldeyse kesin süper bir şeydir,” diyorsanız, o iş aynı zamanda da oyuncunun büyüklüğünü gösterir. Henüz 28 yaşında olan Lee Jong Suk ile ilgili de aynı şey geçerli. Oynadığı tüm yapımlar mı karmaşık kurgulu, heyecanlı ve güzel olur? Pinocchio, I Hear Your Voice, Doctor Stranger, W ve şimdi de While You Were Sleeping… Hepsinde de oldukça zeki, kibirli ve kendinden emin karakterleri canlandıran Lee Jong Suk, dizsinin çıktığı dönemde verilen tüm ödülleri süpürmeyi de ihmal etmiyor. Ay evet, bu kadar Jong Suk güzellemesi yeter, ben de biliyorum L Ama misal Lee Min Ho’yu aynı kefeye koyamam. Her ne kadar Lee Min Ho’yu sevsem de Lee Jong Suk, oyunculuk ve karakteri ete kemiğe büründürme açısından Lee Min Ho’dan birkaç gömlek üstün. İşin komiği ise, Lee Jong Suk bu dizisinde Lee Min Ho’nun gerçek hayattaki nişanlısı Bae Suzy ile başrolde. Dizi hakkında yazmak için açıkçası bir süre bekledim. Önyargılı yazmayayım, biraz d...
Ya yemin ederim biri icabına baksın şu Mutsuki'nin yeter artık. Eski incelemelerime bakıyorum, 2016 Nisan ayında da yalvarıyormuşum ölsün şu manyak diye. Ishida'nın karakterleri kafasına göre diriltip diriltip durduğu ghoullar aleminde ölmek zor, ok kib by sçs. Ancak yeter yav. Q Squad o taraflara doğru gidiyor. Neredeyse bir buçuk yıldır beklediğim Urie vs. Mutsuki kapışması gerçekleşsin artık. Re bitecek hala Mutsuki araya girip duruyor. Mutsuki öylesine ölürse de olmaz, kurguya bir yardımı olması lazım. Böyle manyak karakterler hikaye sıradanlaştığında devreye girer, ortalığı karıştırır ve reytingleri artırır. Pisi pisine ölüm yerine yanında birini -bana kalsa birilerini- de götürse fena olmaz. Bu kişi Touka olmaz, çünkü o bebek ya doğacak ya doğacak. Niye karakterler ölsün diye bu kadar laf ediyorum? Çünkü gereğinden fazla karakter mevcut ve yukarıda da dediğim gibi, ölmüyorlar. Re bu kadar çok karakterle bitmemeli. Ülkede zaten herkes ghoul. Başbakandan tutun d...