Oh be sonunda! Yaz animelerini önermeye başlıyorum. Bahar dönemi animelerini çok erken önermiş, bazı animeler hakkında çok erken karara varmıştım. Bunun en büyük örneği de Kabaneri. İlk üç bölüm aslanlar gibi başlaıp aklımızı aldı. Sonra bir anda pırt diye söndü. Son iki bölümünde biraz hareketlendi. Sonra da bitti zaten anlayacağınız üzre. Yaz animelerinden en beğendiklerimi, içime sinenleri önereceğim şimdi. İçim rahat vallahi. 91 Days lömbür lömbür geldi resmen. Bangır bangır değil, çok gürültü yapmadan, ağır ve vakur bir şekilde geldi. Gerçekten de tanıtımı yapıldığı kadar varmış. İlk bölümde, lamba-ev sahnesini görünce "MAGRITTE BU!" diye haykırdım kendi kendime. Etrafımdakiler pis pis baktı bana. Ama evet, açılış sahnesi ünlü Belçikalı ressam Magritte'e gönderme yapıyor. Daha ilk andan aşık oldum animeye anlayacağınız. Renkler, tam olarak animenin geçtiği 1920'lerin Amerikasını anlatıyor. Soluk. Bezgin. Fabrikalardan dolayı isli. Tam da mass productio...