-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2. Uluslararası Çeşme Klasik Müzik Festivali

2. Uluslararası Çeşme Klasik Müzik Festivali

Genelde festivallerle ilgili pek yazmıyorum. Ancak bu sefer dayanamadım. Şimdi atmışlı yaşlarını süren eleştirmenler gibi hiçbir şeyi beğenmeyen, her zımbırtıda bir kusur gören bir tip olmak istemem. Amacım, madem ikincisi düzenleniyor -bu da üçüncü, dördüncü, beşinci diye gideceğine dair bir gayenin olduğunu gösterir- madem uluslararası bir festival -bu da aynı zamanda pek övündüğümüz misafirperverliğimizi ortaya koyma fırsatı demektir- o halde ben de gelecek sene daha iyi bir organizasyonla gelinmesi için bir takım laflar hazırladım. (Hazır yeri gelmişken, turkishmusic.org'daki Sezen Aksu tartışmasını ve Kadir'i saygıyla anıyorum) Festival 28 Ağustos tarihinde başladı.  6 Eylül'de son bulacak. Giriş ücretsiz. Çeşme'nin merkezinde bulunan genellikle resim ve sermik sergileri için kullanılan Aya Haralambos Kilisesi'nde gerçekleşiyor. Fikir muhteşem. Çeşme Belediyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin iş birliğiyle gerçekleşiyor festival. B

K-Pop'un Gölgesinde Yükselen Bir Dev: K- Hip Hop (Korean Hip Hop)

K-Pop'un Gölgesinde Yükselen Bir Dev: K- Hip Hop (Korean Hip Hop)

Ne kadar uzun süredir müzik hakkında yazmıyormuşum ben! Nedeni de yeni keşifler yapmayıp yıllardır aynı grupları şarkıcıları dinleyip durmam. Misal bundan beş yıl önce blogumda MGMT , Jinja Safari , Neon Indian , Soley , New Weird America , Architecture in Helsinki hakkında yazmışım, hala da dönüp dolaşıp onları dinlerim. Bir de K-Hip Hop tabii!  Ha, bir de Bass Jazz takıntım var. Belki bir de onun hakkında yazarım. Yani ha bire Kore hip hopu, bas soundlu -tınılı- caz ve elektronik altyapılı indie rock dinleyen saçma sapan bir şeyim. O nedenle beni ciddiye almasanız da olur bence. Pek bir otoritelik halim yok bu konuda :/ K- Hip hopın geçmişi 90'lara kadar uzanıyor. İlk hiphapçılardan Hyun Jin Young ve Seo Taiji and Boys'u pek seviyorum.  2000'li yıllardan ise favorim Jinusean. Gerçi hala albüm çıkartıyorlar ancak en popüler oldukları dönem biraz gerilerde kaldığı için 2000'ler içinde kabul ettim bu ikiliyi. Öyle "eski ol

Sóley

Sóley

Hani mükemmeli bulursunuz ya, ( böyle bir olay var mı ben bilmiyorum ama bulanlar varmış) işte o mükemmele en yakın olanlardan birisi Soley benim için. Müzik bağlamında tabii ki. İzlandalı piyanist bir ablamızdan bahsediyorum. Kendisi pek bir şirin, pek bir tatlı. Ne yazık ki Barok tarzından esinlenen müziğiyle ben başka dünyalara alıp götürüyor. Ne yazık ki bu dünyalardan hiç birisinde şekerlerden yapılma pembe evler, balkabağından arabalar, beyaz atlı prensler yok. Hepsi birbirinden ayrı tonda siyah renklerle kaplı. Hele ki tam adı Sóley Stefánsdóttir olan hanım kızımız o insanı delik deşik eden Björk gibimsi ama değil de gibimsi sesiyle şarkı söylemeye başladığında siyahlardan siyah, grilerden gri beğeniyorsunuz. Eğer sizin de "mükemmeliyet" tanımınız bunun gibi bir şeyse, kesinlikle durmayın derim. Çünkü Sóley öyle oturup " Hadi şunu da bir dinleyeyim bakalım neymiş." denilecek bir müzik yapmıyor. O müzik sizi içine çekiyor, hakiyâesini anlatıyor, yaşam

Neon Indian

Neon Indian

Karşımızda oldukça yeni bir grup var. Henüz 2008'de kuruldular. Yaptıkları müzik de en az grupları kadar yani. MGMT ve Pnau benzeri bir new wawe grubu Neon Indian. 1988 Meksika doğumlu  Alan Palomo tarafından kuruldu ve çok yeni olmalarına rağmen "Polish Girl" adlı bir hit çıkarmayı başardılar bile. Ancak grubun popüler olan bir iki şarkısının dışında çok daha az önemsenmiş, az önemsendiği kadar da güzel olan başka parçaları da var. Şahsen bu grubu bulduğum için çok mutluyum ben. Az bilinen güzel parçalarından:

Architecture in Helsinki

Architecture in Helsinki

Hayır hayır, Helsinki'deki mimari yapılardan bahsetmiyorum. Gerçi günümüz Helsinkisini Helsinki yapan mimar Alvar Aalto ile ilgili de bir yazı hazırlayabilirim ama Architecture in Helsinki'nin mimarlıkla, hatta ve hatta Helsinki ile bile bir alakası yok. Avustralyalı bir indie rock/pop grubu konumuz bu sefer. FIFA 2011'de de bulunan şarkıları "Escapee" in cidden dinlenesi türden olduğunu belirtmek isterim. En büyük özellikleri yalnızca elektro gitar, bass, bateri ve vokalistten oluşan bir grup olmamaları. Mutli- enstrumantalist yapıları nedeniyle müziklerini çok daha geliştirebilme ve farklı alanlara yönelme imkânı buluyorlar. Nitekim gruptan 2006 yılında ayrılan "Tubist" Isabel Knowles'ın yanısıra şimdi grupta olan Kelli Shuterland klarnet, Gus Franklin ise trombolin çalmakta. http://fizy.com/#s/1cv5y2 Wikipedia'da adlarına Türkçe bir sayfa yok ancak grupla ilgili diğer tüm detaylar buradan bulunabilir. Eğer canını

Jaga Jazzist

Jaga Jazzist

Benim favori parçam: http://fizy.com/#s/1ohph8 Önümüzdeki günlerde İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin Santral Kampüsü'ndeki Tamirhane'de arz-ı endâm edecek olan bir grup Jaga Jazzist. Norveç kökenliler ve çok sesli jazz yapıyorlar. Daha doğrusu tarzlarına Nu Jazz, Electronica, Experimental Rock ve Jazz desek yanlış olmaz. 1994'den beri sayısız ülkede sahne alıp sayısız grup üyesi eskittiler. Bize bu derece uzak olan bir ülkenin insanlarının ürettikleri müziğin de uzak olacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Zira Jaga Jazzist uluslararası ölçütlerde yaptığı müziğiyle yediden yetmişe herkese hitap edecek düzeyde. 21 Ocakdaki gösterilerine giderek İskandinavya'da Nu -Jazz akımının abşlatıcları olan bu jazzmen/jazzwomen topluluğu keşfetme imkânı bulabilirsiniz!  Onlar Facebook hesaplarından İstanbul'a gelmek için sabırsızlandıklarını söylediler bile... Detaylı bilgi için: jagajazzist.com

The Songs For Funerals Vol.1

The Songs For Funerals Vol.1

The Songs For Funerals Vol.1 Cenazede Çalınacak Şakrılar Vol.1 Hangi şarkı mı? The Path tabii ki. Pek fazla bilinmeyen grupları keşif çalışmalarımın dışında kalan bir gruba ait, HIM'e. Ama Him 'in popüler olmamış, az bilinen şarkılarından olduğu için onu da "underrated"lar kategorisine koyuyorum. Nitekim gerek o sözleri, gerek müzikalitesi, gerek Ville'nin normalde ya düz olarak ince olan(onun incesi mezzo oluyor) ya da düz olarak bariton sesidnen söylediği şarkıların aksine inişli çıkışlı söylediği bir şarkı. Him'in şu ana kadar yapmış olduğu yüz küsür şarkının tamamının sözleri Ville Valo tarafından yazılmış olduğu için The Path 'in sözlerinin kime ait olduğu tartışmaya gerek duyulmayacak cinsten. Cenazede çalınacak şarkılar dememin sebebi karamsar emo haline dönüşmek değil, bir metafor. Sonun başlangıcı olarak nitelendirebiliriz bu şarkıyı. Cenaze de bunu simgeliyor.Ölümden sonra yaşam olsun ya da olmasın, cenazeler aslında bir şeylerin bit

The Sleeping Beauty

The Sleeping Beauty

Tchaikovsky's ballet triple's second ballet is (the fist one is Swan Lake and the thirt one is The Nutcracker) "Sleeping Beauty". I was so young when I watched this ballet but I still remember the most important scenes and still adore it. (not just because of my favorite compositeur "Tchaikovsky") The premiere was at November 15th in 1890 at Imperial Mariinsky Theatre St. Petersburg. The First Sleeping Beauty Cast The story is the same. Princess Auora has cursed at her sixteenth birtday party by a witch. There was just one way to break the curse: "real lover's kiss" . Princess Auora slept one hundered year at the top of a castle and suddenly a prince-Florimund- found her while he has hunting. After the defeat Carabosse( the monster which guards the castle against strangers), prince comes to the Auora's room and awakenes her with a kiss.The Prince then declares his love for Aurora and proposes to her. The King

Malena Ernman

Malena Ernman

Zaten insan ırkı olarak güzelliğin sınırını zorlayan İskandinavların bir de yeteneklerinin sınırlarını zorlaması insanları isyan ettirir nitelikte. Şahsen ben ediyorum. Ne o öyle? Hem kalemle çizilmiş gibi mükemmel hatlara, uzun boya, sağlıklı görünüme sahip ol; hem de müzikle, sanatla sürekli haşır neşir ol. Bir de teknoloji devi Nokia, Ikea, H&M gibi markaları sokuyorlar ya hayatımıza. Helal olsun ne diyeyim. Bu bahsedeceğim bayan da bu çizgiyi aynen devam ettiriyor. Boylu boslu, güzel mi güzel , ayrıca mükemmel bir sese sahip Melena Ernman. Bazılarımız onu Eurovision 2009'da söylediği şarkıdan hatırlayabilir. (Enstrümental-pop tarzı bir parçaydı.) Ama kendisi son derece eğitimli bir opera sanatçısı. Şu anda da İsveç Kraliyet Orkestrası'nın üyesi ve Carmen, Figaro'nun Düğünü, La Calisto, Griselda gibi birçok operada oynamasının, dünya turlarına çıkmasının dışında ayrıca jazz ve popla da ilgili çalışmalar yapıyor sürekli. 4 Aralık 1970 doğumlu Er

Jana Hunter

Jana Hunter

En unnderrated ( gereği kadar değer verilmemiş) müzisyenlerden kendisi. Herkese hitap eden bir müzik yapmıyor . Hangi şarkısını dinlesem içimde bir boşluk duygusu uyandırdığından bana da tam anlamıyla hitap ettiğini söyleyemeyeceğim ama "farklı"nın tanımlarından bir tanesi olduğu kesin. Psych folk yapan bu bayan Teksas eyaletinden.    Jracula,  Castanets ,  Matty & Mossy , Ejaculette, Unitus, and Krazy Nerds adlı grupların üyesi olmuş sırasıyla. Şu an Lower Dens adlı bir grupla birlikte çalışmalarına devam ediyor. İlk ve tek albümü olan  Blank Unstaring Heirs of Doom   'dan sonra da  epler yayınladı ancak ben Lower Dens ile olan çalışmalarını daha güzel buluyorum.Tam bir "psych" müzik yapıyorlar. Kendisi hakkında çok derin araştırmalar yapmadım açıkcası. "Müziği yeter." denilenlerden çünkü. Ses rengi de oldukça değişik. Ancak her ruh haline göre değil yaptığı müzikler. O nedenle eğer  neşeliyseniz dinlememenizi tav

Nick Littlemore

Nick Littlemore

Avustralyalılara karşı bir zaafım yok ama nedense beğendiğim müzikler/ filmler hep ya Avustralya ya da Kanada kökenli çıkıyor. Ben ne yapayım? Hah, Avustralya demişken Nick Littlemore'dan söz etmesem olur mu? Olmaz. Bazılarımızın birkaç sene öne müzik kanallarında sıklıkla dönen Empire Of The Sun- We Are The People klibinden aşina olduğu bir adam aslında Nick. Yok o kafasında tavus kuşu kuyruğu gibi tacı olandan değil, onun yanındaki saçı başı dağılmış yerliden bahsediyorum. EOTS 'da Luke Stelee ile elektropop/ elektronica yapan Nick'in becerileri bunlarla sınırlı değil ama. University Of New Soul Wates'in Digital Media bölümünden mezun olmuş olan bu semptaik insan aynı zamanda Ladyhawke ile birlikte art-rock grubu "Teenagers"da çalıp söylüyor, altyapı hazırlıyor. O da yetmiyor,  Peter Mayes ile Sydney kökenli eletronik dans müzik yapan Panu'yu kuruyor ve bu üç projeyi de aynı zamanda yürütebiliyor.  Pnau                    

Jinja Safari

Jinja Safari

Ben bu grubu her seferinde Jinja Forest, Ninja Safari, Jinga Forest, Jinjle Safari gibi adlarla çağırsam da ( İngilize'de "call" deniliyor ya. Ee biz de İngiliz olduk artık.) adını Uganda'daki "JINJA" şehrinden alan Avustralyalı bir grup bu. Müzikleri bana o kadar güzel geliyor ki kelimeler  kifayetsiz kalır sanıyorum onlara karşı olan sevgimi anlatmak için. Tasmania'da büyümüş olan Marcus Azon ve Central Coastlı Cameron Knight'ın kurduğu bu grup( sonradan Joe Citizen, Alister Roach, Jacob Borg'da ekleniyor gruba) kendi deyimleriyle "Forest Rock" yapıyorlar. Gerçekten de Afrika müziğini rockla ustaca birleştirmiş olan bu adamlar, son derece ilginç ve hoş bir müzik çıkarmışlar ortaya. Marcus, Afrika müziğine olan yakınlıklarını kendisinin Tasmania'da büyümesine ve büyük annesinin halen Uganda-Jinja'da yaşamasına bağlıyor. Değişik kültürlerin içinde yaşamak evet çok,çok zor bir durum. Uyum sağlam

Infinyteam