Düşünüp düşünüp dile getirmediğim, kağıtlarımda ve karakterlerimde sistemleştirip bir türlü kendi ağzımdan rahatça söyleyemediğim şeyleri söyleyeceğim birazdan. Henüz yirmi iki yaşında olan birisi için kibirli veya fazla atak gelebilir size söyleyeceklerim ve yapacağım eleştiriler. Ben gene de yapacağım. En olmadı, otuzlarımda bu yazıklarıma bakıp: ''Ne de cesurmuşum o dönemlerde.'' derim. Beni gidi hınzır beniii. Bu fotoğrafı eklemesem Düşünen Adam Tarikatı beni bulup bacağıma sıkardı. ''Düşünüyorum, öyleyse varım.'', ''Je pense donc je suis.'' Descartes'ın (Dekar diyeyim ben. Rendekar'ın patenti bende değil) ünlü mü ünlü sözü. Düşündüğün sürece varsın. Varoluş, düşünmekten, düşünmek ise farkındalıktan gelir.  Tabii bu varoluşun farkındalığı durumu boş sokaklarda öylesine dolaşıp, içlerinde bir yerde varoluşun anlamını çözmek için çığlıklar atan Camus gibi Varoluşçularla karıştırılmasın. Bana göre Varol