Shutter Island, Dennis Lehane 'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış. Martin Scorsese 'nin yönettiği, başrollerinde Leonardo Di Caprio , Mark Ruffalo ve Ben Kingsley 'nin oynadığı bu film "ters köşe" tabirine oldukça uyuyor aslında. Filmin klasikleşmiş bir şaşırtmacalı son yapmış olması biraz hezeyan yaşatsa da karakterlerin cuk diye oturması, parçaları kendi kendinize birleştirmeye çalıştığınızda bile " Ya bu mantıklı ama sanki böyle de değilmiş gibi." şüphesi yaşatması filmin başarılarından birisi. Ayrıca keşke gerçek olsaydı olaylar ve "OO bütün gördükleriniz yalandı aslında. Kandırdıık!" demeselerdi sonunda. Çünkü bayağı iddialı bir film olmuş olacaktı öyleyse ve olayların tarihsel gerçeklikleri araştırılacaktı. Belki de yönetmen gerçek olduğunu bildiği şeyleri bu tür bir kurmacayla bize sundu. En azından birkaç kişinin aklını kurcalayıp araştırması için. Ya da Amerikalı'ların tipik komplo teorisi merakından başka ...
Leonardo Di Caprio
Yıllardan beri aşinayız yüzüne. Aslında bir bakıma bizimle birlikte büyüdü.Babası çizgiroman dağıtıcısı, annesi de avukattı. (?!) 11 Kasım 1974 California, Hollywood doğumlu. Ayrıca ismini de tahmin edebileceğiniz gibi Leonardo Da Vinci 'den almış. İlk önemli rolü 1989 yılında Parenthood dizisinde Gary Buckman rolüyle başladı. 1993'de Robert De Niro ve Ellen Barkin ile birlikte This Boy's Life adlı filmde oynadı. 19 yaşındayken özürlü bir genci canlandırdığı What's Eating Gilbert Grape filmiyle En İyi Yarımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterildi. The Basketball Diaries ve Romeo+Juliet filmlerinde de rol aldı ancak en büyük patlamasını Titanic filmiyle gerçekleştirdi. Leonardo bu filmde en iyi erkek oyuncu dalında Altın Küre'ye aday gösterildi. Çok önemli ödülleri alamadıysa da yıllarca kimsenin aklından silinmeyecek Jack Dawson karakterini bize kazandırdı.( Kalbimizde yaşıyorsun Jack!) Üç Silahşörler filminin devamı ...