-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

Gus Van Sant etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gus Van Sant etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Paranoid Park

Paranoid Park

Blake Nelson'ın aynı adlı kitabından uyarlanan Paranoid Park, usta yönetmen Gus van Sant'ın imzsaını taşıyor. Başlangıç sizi korkutmasın. İçindekiler bölümünde bir de kültür-sanat gözüksün diye ajanda ekleyen life-stlye dergilerinin yaptığı gibi yapmacık bir yazı yazmayacağım kesinlikle.  Gus van Sant, favori yönetmenlerimden. Bu açıdan tam manasıyla objektif olamayabilirim. Objektif olamayan halimle bile rahatça diyeiblirim ki, film, Sant'a Cannes En İyi Yönetmen Ödülü'nü kazandıran Elephant'ın gölgesi altında kalmış. Kaykay sahneleri, Gus van Sant'e özgü, o değişik kurgu ve başroldeki çocuğun donuk halleri her ne kadar iyiyse, hikâye bir o kadar zayıf kalmış. Filmin yalnızca 18 günde çekilmesi bir yana, sanki gerçek manada oldu bittiye getirilmiş gibi. Bu arada gerçekten de güzel anlar yakalanmış. Hele ki çocuğun donukluğu hikayenin genel akışı içerisinde son derece iyi yedirmiş. Sant'ın o göze soka soka bir hâl olduğu, manasız derecede( t

Restless

Restless

Gus Van Sant'in gelmiş geçmiş en "normal görünümlü" filmi Restless Filmekimi kapsamında gösterildi. Büyük ihtimalle de ülkemizdeki diğer sinemalarda da gösterime girecek. Eylül 2011 yapımı film Cannes Fİm Festivali açılış filmi olarak seçildi. Cannes zaten Gus Van Sant'i her zaman çok sevmiştir. Hollywood yapımlarından sonra ölüm üçlüsü olan Elephant, Gerry ve Last Days'de tamamen kendi tarzını konuşturan Sant, mezunu olduğu resim bölümünden aldığı görsel sanat aşkını kendi filmlerine yansıtmıştı. Genelde diyalogların arka planda olduğu filmin asıl konusunun durağanlığın arasından seçilebildiği Gus Van Sant filmleri bu sefer yerini 18 yaşındaki iki gencin saf ve temiz aşkına bırakıyor. Normal ve güzel bir aşk hikayesi olarak da izlenebilecek olan film aslında yaşam, reenkarnasyon, paralel evren, şizofreni, ölümden sonraki yaşam gibi konulara değiniyor. Reenkarasyonu şimdi ben uydurdum aslında ancak eşelenirse bulunabilir belki de. Filmin tam olarak ne

My Own Private Idaho

My Own Private Idaho

Amerikan bağımsız filmlerinin en önemli yönetmenlerinden olan Gus Van Sant'in, açıkça söylemek gerekirse izlediğim ilk alışılagelmiş çekim tekniklerine sahip olan  filmi. Gerçi daha önce izlemiş olduğum Elephant ve Last Days " Triple Dead" üçlemesinin parçalarıydılar ve Gus Van Sant'in 50'li yaşlarının ürünüydüler. My Own Private Idaho ise 91 yapımı, Sant 'in diğer filmlerinin aksine ( Milk dışında) konusuyla öne çıkan, Keanu Reeves ve River Phoenix'in başrollerde oynadığı Shakespeare'in aynı adlı oyunundan bir uyarlama. Ama ne uyarlama!Hiçbir şeyin gerçek olmadığı ihtimalini her zaman cebinde bulunduran, aynı zamanda da gerçekçiğilin tavan yapmış bir film. Phsydelic anlatımı nedeniyle tüm  davranışlar ve olayların altında oldukça dolgun bir psikolojik araştırma yatıyor. İki erkek fahişenin hayatlarının anlatıldığı bu filmde iki karakteri de hiç mi hiç sevmeyen, ikisine de tapan, birisini sevip diğerini sevmeyen insanların mevcut olması

Filmekimi 2011

Filmekimi 2011

Haber yazım tekniklerini blogumda da kullanayım dedim(yani alıntı veya copy-past değldir!!): Her seferinde o seneye damgasını vuran filmleri seçmekte usta olan IKSV Filmekimi grubu, onuncu yıllarını kutladıkları 2011'de bu ustalıklarını İstanbul dışına taşıyor. 8-15 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan Filmekimii,  bu sene ilk defa İstanbul dışında da gerçekleşecek. İstanbul, İzmir, Ankara, Diyarbakır ve Antalya'yı kapsayan festival, Berlin, Cannes, Venedik ve Toronto film festivallerinde prömiyerleri yapılan ve ses getiren filmleri Türk izleyicileriyle buluşturacak. Haftaiçi gündüz seansları ( 13.00-15.30-16.00) öğrenciler için 5 lira olan festival, Beyoğlu’nda Atlas ve Beyoğlu sinemalarının yanı sıra Nişantaşı City’s ve Cinebonus Maçka G-Mall olmak üzere 4 sinemada izleyicilerle buluşacak . Ülkemizde yeni sanat sezonunun açılış habercisi olarak bakılan festival, 10. yılında çok daha geniş bir kitleye hitap edecekmiş gibi görünüyor. Festivalde yer alaca

Last Days

Last Days

Kurt Cobain'in son günlerinin farklı bir bakış açısıyla ele alındığı bir film Last Days. Yönetmen koltuğundaki isim Gus Van Sant olunca zaten normal çizgide ilerleyen bir film olma ihtimali ortadan kalkıyor. Belgeselle alakası olmayan, aslında Kurt ile de pek alakası olmayan, ölümün tamamen kendine has bir şekilde ele alındığı bir film bu. Daha önce Elephant filmini izlemiştim Gus Van Sant'in. Açıkçası filmi ilk izlediğimde hikayenin ne anlatmak istediğine dair pek bir fikir oluşmamıştı kafamda. Aslında halen de her şey net değil. Net olmasını çok istedim. Acaba ben mi bir yerde hata yapıyorum dedim. Gus Van Sant hakkında çok şey okudum. Gene de o gösterilmek istenenin ötesini görme işini çok başarıyla algıladığımı söyleyemeyeceğim. Ama gene de yılmadım. "Triple Death" (Ölüm Üçlüsü) adını verdiği üç filmini de izleme karar verdim. Birincisi Elephant idi. Vahşi ölüm. Tüm okul iki öğrenci tarafından taranır. Tam manasıyla bir vahşet yaşanır. İkincisi

Gus Van Sant

Gus Van Sant

Adına bakıp da Hollandalı sanmayınız kendisini. Zira Gus Van Sant, bildiğimiz Kentucklylidir. Tavuklu olandan işte.. Last Days- Kurt Cobain'in son günlerinin anlatıldığı film Amerikan bağımsız filmlerinin duayeni olmasa da yönetmenlik açısından oldukça sağlam bir yeri olduğunu kabul etmek gerekir. 24 Temmuz 1952 doğumludur kendisi. Aynı zamanda "Destroy All Blondes" adlı bir müzik grubunda gitar çalıyor. Sarışınlardan haz etmediğini pekâlâ grubunun isminden anlayabiliriz. Ama ya kadınlardan?  Van Sant'in Pink adlı romanında bebek yüzlü erkek oyuncusuna saplantılı bir aşk besleyen yönetmen acaba gerçekte kim olabilir?? Zamanın en ünlü ve yakışıklı aktörlerinden River Phoenix ile yaptığı sayısız çalışması var kendisinin. Ayrıca gene "genç ve bebek yüzlü erkek kullanımı" hastalığından River'ın 1993'teki ani ölümünden sonra da vaz geçememiş olacak ki 2003 yapımı "Elephant"filminde gene liseli oğlanlar gö

Infinyteam