Gus Van Sant'in gelmiş geçmiş en "normal görünümlü" filmi Restless Filmekimi kapsamında gösterildi. Büyük ihtimalle de ülkemizdeki diğer sinemalarda da gösterime girecek. Eylül 2011 yapımı film Cannes Fİm Festivali açılış filmi olarak seçildi. Cannes zaten Gus Van Sant'i her zaman çok sevmiştir. Hollywood yapımlarından sonra ölüm üçlüsü olan Elephant, Gerry ve Last Days'de tamamen kendi tarzını konuşturan Sant, mezunu olduğu resim bölümünden aldığı görsel sanat aşkını kendi filmlerine yansıtmıştı. Genelde diyalogların arka planda olduğu filmin asıl konusunun durağanlığın arasından seçilebildiği Gus Van Sant filmleri bu sefer yerini 18 yaşındaki iki gencin saf ve temiz aşkına bırakıyor. Normal ve güzel bir aşk hikayesi olarak da izlenebilecek olan film aslında yaşam, reenkarnasyon, paralel evren, şizofreni, ölümden sonraki yaşam gibi konulara değiniyor. Reenkarasyonu şimdi ben uydurdum aslında ancak eşelenirse bulunabilir belki de. Filmin tam olarak ne...
Gus Van Sant
Adına bakıp da Hollandalı sanmayınız kendisini. Zira Gus Van Sant, bildiğimiz Kentucklylidir. Tavuklu olandan işte.. Last Days- Kurt Cobain'in son günlerinin anlatıldığı film Amerikan bağımsız filmlerinin duayeni olmasa da yönetmenlik açısından oldukça sağlam bir yeri olduğunu kabul etmek gerekir. 24 Temmuz 1952 doğumludur kendisi. Aynı zamanda "Destroy All Blondes" adlı bir müzik grubunda gitar çalıyor. Sarışınlardan haz etmediğini pekâlâ grubunun isminden anlayabiliriz. Ama ya kadınlardan? Van Sant'in Pink adlı romanında bebek yüzlü erkek oyuncusuna saplantılı bir aşk besleyen yönetmen acaba gerçekte kim olabilir?? Zamanın en ünlü ve yakışıklı aktörlerinden River Phoenix ile yaptığı sayısız çalışması var kendisinin. Ayrıca gene "genç ve bebek yüzlü erkek kullanımı" hastalığından River'ın 1993'teki ani ölümünden sonra da vaz geçememiş olacak ki 2003 yapımı "Elephant"filminde gene liseli oğlanlar gö...