Tokyo Ghoul:re 120. Bölüm İnceleme
I AM BACK BİÇIIIIIIIIIIIZ!
Kötü kalbim dayanamadı ve üç bölümlük bir aradan sonra
incelememi yapayım dedim Ay yok hayır geride bıraktığımız üç bölümün ayrı ayrı
incelemesini yapamayacağım. Bu haftakininkine bakıyorum şimdilik. Bir de geçen
haftakiyle ilgili bir paragraf yorum yapacağım sonda. Yapmazsam çatlarım çünkü.
Akira Mado ve Touka karşılaşmasını herhalde bir 5 yıldır
filan bekliyorduk. Ama ben şahsen tatmin olmadım. Ne bilem böyle bir şeyi
beklersiniz beklersiniz, ulaşamadıkça gözünüzde büyür ve sonunda o şey
gerçekleştiğinde “Bu muydu ya?” dersiniz ya, aynen öyle oldu işte.
Tamamen aksiyona dayalı olan bu bölümde “Babalar ve Kızları”nı
görmüş olduk. Arata’nın akıbetinin hala belli olmadığını da ayrıca belirtmek
istiyorum. Malum, TG’da cesedini görmediğiniz hiçbir insanı veya ghoulu ölmüş
sayamazsınız. Hoş, cesedini gördükleriniz de diriliyor. Mübarek Japon mangası
değil de Michael Jackson’ın enivicivokke klibi!
Thriller klibiymiş:
Yeri gelmişken; SHIRAZU’YU UNUTMA, UNUTTURMA!
TG git gide moral ve etik sorgulamalarına doğru kayıyor.
Önceleri harsh reality dediğimiz, hayatın gerçekleri daha ön plandayken şimdi
bu gerçeklerin üzerine oturup düşünme ve yeni fikirler üretme safhasına geçtik.
Önceleri ghoullar yiyordu, insanlar avlıyordu. Arada bir Kanekim soğuluyordu
sonra o da Jackson tarafından delirtilince sorgulamayı keser oldu.
Bu haliyle bana biraz daha Kiseijuu sei no Kakuritsu’yu
andırıyor gibi geliyor açıkçası. Felsefik altyapısı oldukça sağlam olan bu
başyapıta benzemek TG için bir onurdur bu arada.
119’uncu bölümle ilgili de, Arima’nın Kaneki’ye bahsettiği
kişi büyük ihtimalle Hide. Hide’nin de Gardens’ta yetişen çocuklardan biri
olduğunu daha Gardens’ın ne olduğunu bilmeden önce tahmin ediyorduk. “Washuu
Klanı’ndan kesin,” diyerekten. Ishida sensei bu konuda ters köşe yapabilir
tabii, henüz hiçbir şey belli değil.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder