Anime / Manga Önerileri 40: Koutetsujou no Kabaneri

Aman bitmiyor anacım şu Bahar Dönemi animeleri. Sıra bu dönemin en iddialı animesinde. Aylarca bekledik, beklediğimize de değdi. Myanimelist'te "En İyi Yüz Anime" içerisinde hoppadanak yerini buldu. Henüz üçüncü bölümünde olmasına karşın tüm eleştirmenleri, anime severleri bir bayram havası sardı. Kış sezonunun kazananı açık ara Boku Dake Ga Inai Machi idi. Bu sezonun da kazananı, henüz daha sezonun tüm animeleri üç veya dördüncü bölümlerindeyken belirlendi; Koutetsujou no Kabaneri.



Hakkında uzun uzadıya mı yazayım yoksa, Bahar sezonu animelerinin içinde mi göstereyim bilemedim açıkçası. Henüz tüm bölümleri bitmediği için uzun uzun yazamıyorum ancak hakkında dehşet teoriler üretilirse, eklemem gereken şeyler olduğunu hissedersem, sezon bittikten sorna bir yazı daha kaleme alabilirim.



Resmen gönülleri fethetti Kabaneri!! Koutetsujou mu Kabaneri mi diyeyim diye ikircimlikte kaldım ancak hikayedeki zombilerimizin adı Kabane olduğundan kısaltması da bu şekilde olur sanıyorum.

Shingeki no Kyojin, Kiseijuu, Tokyo Ghoul, distopya, macera, o, bu, şu sevenler toplaşın, bir tarihe tanıklık ediyoruz. Yıllar sonra "en iyiler" listesinde yer alacak bir animeyle karşı karşıyayız.


Hikaye aslında basit, Endüstri Devrimi dönemlerinde bir virüs, insanların beyinlerini ele geçirip onları "Kabane"lere dönüştürmektedir. Hinomoto Adası'nda (Bildiğimiz Japonya) yaşayanlar, adayı çevreleyen surların ardında mümkün olduğunca rahat bir yaşam sürmektedirler. Adanın dış dünyayla olan tek bağı, demiryoludur. Günlerden bir gün, bir yük treninin adaya girişinden sonra surların bir kısmı bir kaza sonucu yıkılır ve olanlar olur. Ortalık Kabanelerle dolar.


Henüz on yaşındayken kız kardeşini Kabane'lerin ısırdığı, hikayemizin çatlak ve karizmatik baş kahramanı Ikoma ise kardeşini kaybetmenin acısıyla takıntı haline getirdiği Kabaneler'i yenmek adına icat ettiği silahı sonunda Kabaneler'in üzerinde ygulayacağı için pek sevinçlidir. Bir Kabane'yi tuzağa düşürüp üzerine saldırmasını sağlayan Ikoma Kabane'yi öldürür, öldürmesine ancak Kabane'nin kolunu ısırmasına engel olamaz. Yine kendi geliştirdiği bir aletle zehrin beynine çıkmasını engelleyen Ikoma, insan kafalı, Kabane vücutlu bir "şey" olur çıkar.


Isırıldığı görülen Ikoma, Hinomoto Adası'ndan kaçanlarla dolu olan trenden aşağı atılır. Hikayenin gereğinden fazla güçlü, gizemli ve ilginç hatunu Mumei tarafından kurtarılan Ikoma, yeryüzündeki tek yarı-insan yarı-Kabane olmadığını öğrenir. Ikoma bir Kabaneri'dir.



Wit Stüdyoları yine yapmış yapacağını. Ana karakterler o kadar iyi ki, insan hayret etmeden duramıyor. Ikoma, uzuuuunca -büyük ihtimalle Kaneki Ken'den beri- bir süreden sonra çok ama çok beğendiğim protagonistlerden oldu şimdiden. Mumei de ayrı bir şaheser. Bir Akame havası sezmedim değil kendinde.

Animasyon açısından da çok orijinal, ilginç ve tam da dönemin ruhunu yansıtan bir hava yaratılmış. Renklendirmelere bayıldım, bayıldım!

Japonlar bu zombili, parazitli, gulyabanili, titanlı mitanlı işleri çok iyi yapıyorlar. Ha, bir de Shingeki no Kyojin'e benzediğini iddia denler var. E, bizim titanlar da  Amerikalılar'ın elli yıldır yapa yapa eskitemediği zombili zombili filmlere benziyor. En iyisi mi siz "o ondan çalmış, bu bundan aparmış" demek yerine, hikayelerin tadını çıkartın. Mutlaka her hikayede farklılaşan, özgünleşen öğeler bulursunuz (: