Anime / Manga Önerileri 30: Charlotte

Amanda amaaan! Büyümüşüm de otuzuncu anime önerimi mi yaparmışım beeen! Beni gidi benii! Yirminci önerim Ajin idi. Ajin ile ilgili yazıma buradan şeyedebilirsiniz: Ajin Önerisi

Amerikalılar'ın X-Men'i varsa Caponlar'ın Darker Than Black'i var, Rokka no Yuusha'sı var, Angel Beats!'i var veeee Charlotte'u var!

Sözü geçmişken "Onu seven bunu da sevdi" tadında Darker Than Black önerimi de paylaşayım: http://www.sutunc.com/2015/11/anime-manga-onerileri-9-darker-than.html


Ben süper güçlü, zaman yolculuklu hikayeleri çok seviyorum. O nedenle her daim yorumlarımda da biraz kayırmışımdır bu tarz animeleri ve mangaları açıkçası. Charlotte'ta da aynı şeyi yapacağım ve kafadan bir "çok güzel!" vereceğim. Çok güzel çünkü ya :(



Bu kadar ham bir yorumdan sonra artık beni ciddiye alır mısınız bilmem ancak süper güçlere sahip insanlar, onları yakalamaya çalışan organizasyonlar ve anti kahraman gibi görünüp kahramana evrilen bir protagonist içeren kurguları seviyorsanız hiç vakit kaybetmeden koşun izleyin Charlotte'u derim.


Başlangıcında "Klasik bir süper güçlü Shounen işte yea!" deyip küçümseyeiblirsiniz Charlotte'u. Zira çizimler ve renklendirmeler fazlasıyla buna müsait. Misal kurgu olarak benzeri Darker Than Black'te  daha büyük yaşta karakterlerle ve daha koyu renklerle karşılaşırken Charlotte'ta herkes Şeker Kız Kendi gibi. Erkekler bile. Ancak dediğim gibi, küçümsemeyip, her anı dikkatlice izlemenizi öneririrm zira kurgu olarak Charlotte en az Darker Than Black kadar başarılı. Bazı yerlerde Steins;
Gate tadı bile alabilirsiniz. Biraz daha zorlarsanız Şirinler'i bile görebilirsiniz. Sonrası zaten psikiyatri kliniği.



Efenim elimizde Yuu Otasaka adlı, on beş yaşında kibirli mi kibirli bir erkek çocuğu var. Bu çocuk başlarda fazlasıyla Löluş Lamperuş'u andırmakta. Onun kadar kibirli ve kız kardeş takıntılı ancak Löluş kadar iyi strateji üretemeyen, her şeyini sahip olduğu güç sayesinde elde edebilmiş bir arkadaşımız. Arkadaşımızın gücü ise beş saniyeliğine bir başkasının beynini ve vücudunu ele
geçirebilmek. Bu sayede sınavlardan pırt pırt diye geçiyor, istediği kızla çıkabiliyor, milleti millete kırdırtabiliyor. Ancak gücünün nereden geldiğini, kendinden başka güçlere sahip insanlar var mı bu ünyada hiç sormuyor. Bu açıdan karakteri "mecburen" kibirli yaptıklarını düşünüyorum çünkü eğer Yuu kendini "seçilmiş kişi" olarak addetmeseydi, mutlaka kendinden başka aynı veya benzer güçlere sahip birileri olduğunu düşünüp onları aramaya çıkardı. Eh, bu da kurguya ters düşerdi tabii. O nedenle Yuu'yu -en azından ilk başlarda- kendinden başka kimseyi düşünmeyen -hadi biraz kız kardeşini düşünüyor şimdi- bir jerk olarak görüyoruz. Ta ki Yuu'nun havası gizliden gizliden özel güçlü çocukları toplayan Hoshinoumi Akademisi'nin Öğrenci Konseyi Başkanı Nao Tomori tarafından bir güzel alınana ve akademiye katılması zorunlu kılınana kadar.


Ele geçirme yeteneği sebebiyle Hoshinoumi Akademisi'nin Öğrenci Konseyi'ne katılmak durumunda kalan Yuu, burada Nao,Takajo ve gruba sonradan katılan Yusarin (!) ile birlikte özel yetenekli çocukları bulup onları akademiye katılmaya veya güçlerini bir daha kullanmamaya ikna etmeye çalışıyor.

Süper güçlerin ergenlik çağında ortaya çıktığını ve yetişkinliğe doğru tükendiğini öğrenen Yuu bir yandan dünya üzerinde neden bu güçlere sahip insanlar olduğunu sorgularken bir yandan da kendi geçmişiyle ilgili gerçekleri yavaş yavaş öğrenmeye başlıyor.

Yine dediğim gibi, Charlotte oturup baştan sona izlemelik bir anime, bir bütün. (Arc arc ilerleyen manga ve animeler gibi değil yani onu demeye çalışıyorum) Bu nedenle ta hikayenin başından itibaren araya serpiştirilen ipuçlarını toplaya toplaya, iki bölüm arasında fazla ara vermeden (birkaç haftalık ara iyi değil demeye çalışıyor burada şair) lüpletmenizi öneriririm bu güzel animeyi.