Dizi Önerisi: Prison School Live Action Drama

Yirmi üç dakikalık dokuz bölümden oluşan bu şaheseri ne yapın edin izleyin. Animesini izlememiş,
mangasını okumamış olabilirsiniz ancak direkt diziden başlasanız bile olur. O derece iyi bir adaptasyon. Karakterler tam kafamda canandırdığım gibi. Hikayenin ennnnnn sevdiğim iki bölümü çok çok çok güzel işlenmiş. Tüm karakterler çok güzel, çok özenli seçilmiş. Oyunculuklar da güzel, doyurucu. Kadro olayın komikliğinin ve absürdlüğünün farkında ve rahat. Türkiye absürd komedi açısından cennet. Caponlar'ın da bu konuda oldukça iyi olduğunu görüyoruz Prison School sayesinde. 

Bayağı açık saçık bir manga / anime olduğundan live actionının nasıl olacağını gerçekten merak ediyordum. Sahneleri olduğu gibi çekebilecekler mi yoksa sansürleyip kesip kırpılmış koyuna mı çevirecekler emin değildim. Kurguyu hemen hiçbir şekilde değiştirmeden, olayları tam da olduğu gibi yaparak ağzımı açık bıraktırdılar bana. Hele Kiyoshi ve Tokio'nnun banyoda sabun düşürme ve Kiyoshi'nin karıncalarını öldürdüğünü düşünen başkana sopayla saldıran Daiki'yi engellemeye çalışırken arka tarafından aldığı "darbe" o kadar güzel ve arsızca yapılmış ki insan kötü bir günündeyse bile ister istemez kahkahalara boğulur. 

Islak tişört yarışmasını kaçırmamak adına okuldan atılmamak için direnen beş sapın ete kemiğe bürünmüş halleri müthiş. Gerçekten orta okul ve lise dönemlerinde teneffüs aralarında uzun eşşek oynayan eski sınıf arkadaşlarımın ruhunu hissettim kendilerinde. 

Bu arada en iyi adaptasyon karakterin Meiko Shiraki olduğunu düşünüyorum. Asana Mamoru rolünü yaşamış, Meiko olmuş. ( Belki de zaten Meiko'ydu. Japonya'nın en müthiş memeleri seçilmiş birkaç sene önce ahahah) 

Hana'yı oynayan Aoi Morikawa da müthiş iş çıkartmış. Tam Barney Stinson'ın kadınların çekiciliği arttıkça manyaklıklarının da arttığını iddia eden teorisini doğrular nitelikte kendisi. Hikayede Tokio ile birlikte en sevdiğim karakter Hana. 

En sevdiğim iki sahne demiştim başta. İlki eminim birçok kişinin de favorisi olan "Butts or boobs?" sahnesi. Sahne çok güzel olmuş, hele müdürün ve Kiyoshi'nin kendilerini bambaşka bir evrende bulmaları, o ucuz animasyon o kadar iyi gitmiş ki canlı gösterim olsa ayakta alkışlardım. Sahneyle ilgili tek söyleyeceğim, Müdürün Kiyoshi'ye Kiyoshi lafını bitirmeden, büyük bir heyecanla sarılmasını beklerdim. Onun yerine lafını bitirmesini bekleyip öyle kucaklamış. Yine de müthiş olmuş.

Favori ikinci sahnem ise Andre ve Meiko'nun bilek güreşine tutuştukları sırada Meiko'nun gözüne takılan kıl yüzünden yaşadıkları ve düşündüklerinin epik bir biçimde anlatıldığı an. Yine manga ve animede olduğu gibi, "çölün ortasında bir ağaç" metaforunu çok iyi yapmışlar. Oy gülmekten yazamıyorum şu an.

Drama ile ilgili beni en çok şaşırtan şey ise baş kahraman oldu. Yok yok, o da çok iyi oynamış. Sevimliliğini geçtim, tam Kiyoshi'nin aurasında bir karakter. Yalnız karakterle ilgili bir sorunum var; KENDİSİ ON YEDİ YAŞINDA!

Hayatımda ilk kez bir Asyalı'nın yaşını olduğundan büyük tahmin ettim. 90-94 arası doğduğunu tahmin ettiğim çocuk 98'li çıktı. 98'li bebenin ecchi dramasında işi ne? Tabi böyle sanmamda yaşça büyük göstermesinden çok rolünün gereklerini çatır çatır yerine getirmesinin etkisi yadsınamaz. Çocuk oyuncuymuş zaten. Yıllardır oynuyormuş dizilerde filmlerde. Zaten ilk oyunculuk deneyimi bu diziyle olan on yedi yaşında birisi böyle bir rolü kolay kolay oynayamaz. Oynar ama aşırı kasılır, beceremez. Maşallah Taishi Nakagawa'nın hiçbir şey umrunda değil, "Ne rol olsa oynarım" modunda. Eh, ne güzel. Onun yüzünden tüm kadronun yaşına bakmak zorunda kaldım. Tüm oyuncular kendisinden en az üç yaş büyük. Kendinden neredeyse on yaş büyük ablalarla böyle diziler çevirmek yani ne bileyim tebrik etmek lazım herhalde. Japonya'daki hemcins yaşıtları hırslarından evde kırılmadık eşya bırakmamıştır sanıyorum.

Velhasıl, izleyin, izlettirin ^.^