Amerikan bağımsız filmlerinin en önemli yönetmenlerinden olan Gus Van Sant'in, açıkça söylemek gerekirse izlediğim ilk alışılagelmiş çekim tekniklerine sahip olan filmi. Gerçi daha önce izlemiş olduğum Elephant ve Last Days " Triple Dead" üçlemesinin parçalarıydılar ve Gus Van Sant'in 50'li yaşlarının ürünüydüler. My Own Private Idaho ise 91 yapımı, Sant 'in diğer filmlerinin aksine ( Milk dışında) konusuyla öne çıkan, Keanu Reeves ve River Phoenix'in başrollerde oynadığı Shakespeare'in aynı adlı oyunundan bir uyarlama. Ama ne uyarlama!Hiçbir şeyin gerçek olmadığı ihtimalini her zaman cebinde bulunduran, aynı zamanda da gerçekçiğilin tavan yapmış bir film. Phsydelic anlatımı nedeniyle tüm davranışlar ve olayların altında oldukça dolgun bir psikolojik araştırma yatıyor.
İki erkek fahişenin hayatlarının anlatıldığı bu filmde iki karakteri de hiç mi hiç sevmeyen, ikisine de tapan, birisini sevip diğerini sevmeyen insanların mevcut olması da kanaatimce filmin tamamen objektif bir şekilde ele alınmasından kaynaklanıyor. Yönetmen size bir karakteri sevdirmeye çalışmıyor. "Seversen, seversin o senin bileceğin iş" diyerek arka plana çekiliyor.
Ayrıca film hakkında Keanu Reeves'in "Oynamaktan zevk aldığım tek film." ve River Phoenix'in " Oynamaktan pişman olduğum tek film." demişliği vardır. River şu anda hayatta olmasa da, filmin dünyaca ünlü bu iki yıldızın hayatlarını farklı açılardan değiştirdiği aşikar.
Filmin ele alınış biçimi oldukça güzel. Ne ekstra bir dram katılıyor, ne abartılarak bir trajikomik hikayeye dönüştürülüyor. Asıl sevdiğim türden bir film dolayısıyla. Gerçekleri, gerçekten olabileceği gibi veriyor. Yönetmen kendi yorumunu sahneleri abartarak ya da gerçek dışılığa iterek değil; sahnelerin ardına yediriyor.
Mike ve Scott çok yakın iki arkadaştır. Scott'ın ailesi aslında oldukça zengindir ancak Scott bunların hepsini arkasında bırakmış ve sokaklarda fahişelik yapmaya başlamıştır. Mike ise bu tarz olayların tam ortasında doğmuştur. Annesi bir hayat kadınıdır, aşık olduğu adam onunla evlenmek istemeyince onu öldürür ve hayatına kaçak olarak devam eder. Mike o sıralarda üç yaşlarındadır. Ağabeyi ise 13-14. Ağabeyi aynı zamanda babası. Bunu ne zaman öğrendiğini bilmiyoruz. Ağabeyi de Mike'ın gerçeği bildiğini bilmiyordu yakın zamana kadar. Mike fazla stres hissettiğinde nöbet geçirmeye başlar ve sürekli geriye dönüşler yaşar. Annesinin onunla oynadığı zamanlara döner. Onunla yatmak isteyen kırklı yaşlarındaki kadınla da bu nedenle birlikte olamaz. Ben bunun nedenini Oedipus Kompleksi denen yapıya bağlıyorum. Her ne kadar karmaşık kollarını bilemesem de, Oedipus'da kişi doğduğu andan itibaren annesine aşıktır ve bu ilgi daha sonraları normal bir gelişimde diğer kadınlara doğru kayar. Ancak Mike üç yaşında saplanıp kalmıştır. Bu nedenle yolda gördüğü orta yaşlı kadınları annesine benzetir. Kadınlara ilgi besleyemez. En yakın arkadaşı Scott'a aşık olur. Ancak Scott'dan beklediği karşılığı alamaz. Vücutlarını para karşılığı satmaktadırlar. İki erkeğin sevgili olması Scott için anlamsızdır. Nitekim Mike'ın annesini bulmak için gittikleri Roma'da bir kadınla tanışır ve onunla birlikte Amerika'ya dönerek eski zengin hayatına başlar.
Scott'ın gerçek babası addettiği Bob, yani erkek ve kadın genç fahişelerin elebaşı, onların eğlencesi ve yol göstericisi onun bu geri dönüşüne katlanamaz. Scott'ın peşinden gittikleri restorantta Scott Bob'u ve arkadaşlarını tanımadığını söyler ve kapı dışarı edilmelerini ister. Mike onun tarafından daha önce ihanete uğradığı için restorana gitmez. Bob o gece ölür. Scott'ın biyolojik babası da ölmüştür ve ikisinin de cenazeleri aynı anda yapılır. Bob'ın mezarı başında bağırıp çağıran, kendilerince ilkel bir seramoni düzenleyen serserilerin yan tarafındaki şık giyimli adamlar ve İtalyan kadının koluna girmiş olan Scott. Hayatı boyunca hiç sevmediği babasının cenazesinde ne işi vardı? Her şeyden çok sevdiği Bob ve Mike oradayken hele? Bob'a bir şeyler söylemek için son şansı değil miydi? Hayır yapmadı Scott, inanın Mike ile sevgili olsalar çok daha mutlu olurdum. Zavallı Mike! İtalya'da fahişelik yapmayı denedi, yapamadı. O zamana kadar Scott ve sevgilsinin sevişmelerini dinlemek zorunda kalmıştı. Onların birbirlerine sarılmalarını "mış mış" yapmalarını görmek.. Sonra da Scott ona uçak bileti ve bir miktar para bırakıp gitmişti. Üstelik annesini de bulamamıştı. Yapamadı gene Mike. Nöbet geçirdi. İtalya'da olmazdı. Amerika'ya döndü.
Artık nöbet geçirdiğinde onu kucağına alıp götürecek Scott yoktu. Roma'ya annesini bulma ümidiyle gitmişti ancak hayat arkadaşını kaybetmişti. Duygularını gizlemeye alışık birisi olduğu için fazla tepki vermedi bu olaya. Her nöbet geçirdiğinde, rüyasında annesini gördü. Bebekken, oyun oynarken... Annesi ona her şeyin iyi olacağını söylüyordu. Her şey geçecekti. Mike kendini sürekli gördüğü yoldaydı şimdi. Yolun gerisine doğru baktığında manzarayı "Like a fucked up face" olarak tanımladığı yoldu bu. Scott ile annesini bulmak için çıktıkları yolun da aynısıydı aynı zamanda. Bu sefer annesini bulabilecek miydi? Güneş en tepedeydi. Mike çelimsizdi. Yeniden nöbet geçirmeye başlıyordu. Kimse yoktu etrafında.Araba da geçmiyordu hiç. Ipıssız uzanıyordu yol.Yere yığıldı Mike. Yoldan geçen bir kamyonetteki adamlar onun çantasını ve ayakkabılarını çaldılar. En sonunda bir araba onu gördü ve içeri taşıdı. Mike Fucked Up Face'e doğru yol alırken bilinçsizdi ve muhtemelen annesi ve ağabeyi/babasıyla geçirdiği o eski, güzel zamanları hatırlıyordu.
5 yorum
cok etkileyici bir filmdi
Mikey küçük kuşum benim sen daima her şeyin en iyisini hakettin. River dünyalar kadar sevdiğim tek insan huzur içinde uyu meleğim. Sonsuza kadar genç ve güzel...
forever
Mikey küçük kuşum benim sen daima her şeyin en iyisini hakettin. River dünyalar kadar sevdiğim tek insan huzur içinde uyu meleğim. Sonsuza kadar genç ve güzel...
forever
Mikey küçük kuşum benim sen daima her şeyin en iyisini hakettin. River dünyalar kadar sevdiğim tek insan huzur içinde uyu meleğim. Sonsuza kadar genç ve güzel...
forever
Mikey küçük kuşum benim sen daima her şeyin en iyisini hakettin. River dünyalar kadar sevdiğim tek insan huzur içinde uyu meleğim. Sonsuza kadar genç ve güzel...
forever
Yorum Gönder