Tarkan'a İlham Vermiş Bir Bale Oyunu
Elbette böyle bir olay yok. İsim benzerliği sadece. Neden mi bahsediyorum? Tchakikovsky'nin bale üçlemesinin sonuncusu olan Fındıkkıran Balesi'nden!
Üçlemenin diğer ikisi için:
Aslı bir Alman hikayesi olan Fındıkkıran'ı daha sonra biraz değiştirerek Alexander Dumas ( pére) kaleme almıştır. Uyuyan Güzel Balesi'nin büyük sükse yapmasından sonra St.Petersburg Marynski Tiyatrosu İvan Vsevolojsky Fındıkkıran oyununu baleye uyarlaması için Fransız Marius Petipa'ya görev verir. Mrius Petipa ise balenin müziklerini bestelemesi için Tchakikovsky'e hikayeyi gösterir. Hikayeyi beğenmemesine rağmen Tchaikovsky baleyi bestelemeyi kabul eder.
Gerçekten de oldukça "sıradan" bir hikayesi vardır Fındıkkıran'ın. Ancak hemen hemen tüm bale ve opera gösterileri öyle değil midir? Önemli olan hikayenin ne denli derin olduğu değil, danslarla, müziklerle o anki duyguyu izleyicilere derinlemesine hissettirmek, onları tamamen başka bir dünyaya götürmek değil midir? Para ihtiyacı duyduğundan mıdır yoksa benim gibi hikayenin önemsiz olduğunu düşünmesinden midir bilinmez, Tchaikovsky bu balenin müziklerini bestelemiştir.
Yıllar önce AKM'de izlediğim gösterimdeki kıyafetler Kuğu Gölü ve Uyuyan Güzel'in aksine oldukça şatafatlıydı. Bunun sebebini olayın bir noel sabahı geçiyor olması da olabilir tabii ki!
Hikayeye gelirsek:
Stahlbaum ailesinin evinde verilen noel partisine Clara ve Fritz Stahlbaum'un vaftiz babaları da davet edilir. Değişik bir adam olan ve çocukları çok seven vaftiz baba Drosselmeyer bir çuval dolusu oyuncak getirir. Ancak çuvaldaki en güzel oyuncak olan fındıkkıranı Clara'ya verir. Bunu kıskanan Fritz fındıkkıranı kırar ancak vaftiz baba oyuncağı tekrar tamir eder. Oyuncağının bir daha kırılmasını istemeyen Clara ise fındıkkanına sarılarak salonda uyur.
Fare sesine uyanan Clara gözlerine inanamaz. Başında taç olan bir fare yanında tacı olmayan başka farelerle birlikte salonun ortasında duruyordur. Daha da garibi, fındıkkıranı da dahil odadaki tüm oyuncaklar canlanmış ve farelere karşı duruyorlardır. Birden savaç çıkar ve fare kral fındıkkıranı öldürür. Bunun üzerine çok sinirlenen Clara terliğini kral fareye fırlatır ve fare ölür. Diğer fareler de deliklerine kaçarlar. Ölü fındıkkıranın yanıbaşında ağlayan Clara onun yeniden canlanmasına neden olur ve fındıkkıran çok yakışıklı bir prense dönüşür. Fındıkkıran ve Clara'Karlar Ülkesi'ne giderler. Burada onları kar taneleri müthiş danslarıyla karşılarlar. Oradan Şekerler Ülkesi'ne giden gençler Şeker Perisi'ne farelerle yaptıkları savaşı anlatırlar. Şeker Perisi onları ödüllendirmek ister ve rengarenk dekorların önünde, rengarenk elbiselerle halk dans etmeye, zaferlerini kutlamaya başlar. Hayatının en güzel gününü yaşayan Clara prensle birlikte danslar eder eğlenir. Son olarak prens ve Şeker Perisi dans eder ve Clara uyanır. Kendisini tahta fındıkkıranına sarılmış bir şekilde salonda bulur.
Kuğu Gölü kadar göz kamaştırıcı, mükemmel, harika vs. olmasa da dansların ve kostümlerin canlılığı ve müzikteki coşku insana mükemmel zaman geçirtiyor :)
Hiç yorum yok
Yorum Gönder