Sansür, ülkemizde yıllardan beri süregelen başlıca tartışmalardan birisi. RTÜK adını verdiğimiz oluşuma hemen her gün binlerce şikayet geliyor . Aynı zamanda da her gün binlerce şikayet alıyor. Bizim burada "Sansür kötü bir şeydir. Düşünce ve ifade özgürlüğü engellenemez." vari sözlerimizle Türk halkının muhafazakar bakış açısı oldukça zıt. Özgürlükten, rahatlıktan korkan bir ülkede yaşıyorsanız ve farklı düşüncelerin, görüşlerin rahatça paylaşılabildiği bir ortamdaysanız eğer, bu düşüncelere de tahammül edebilecek yetide olmanız gerekmektedir. Ancak ne yazık ki ülkemizde insanlar görüşlerini açıkladıkları için öldürülebiliyorlar. - 93 Sivas olayı- Hükümette büyük ağırlığı olan bir tarikat veya onun kollarının uzandığı şeylerle ilgili bir araştırma yapanlar hapse atılıp susturulmaya çalışılıyorlar. Böyle bir ortamda gene de kendini var edebilen, bir kamuoyu oluşturmuş insanlar da yok değil ancak gün geçtikçe sayılarının azaldığını seslerini parmaklıklar ardından duyurmaya çalıştıklarını söyleyebiliriz.
Hal böyleyken ülkemizin kitle iletişim araçlarına müdahalenin halk destekli gerçekleştiğini de söyleyebiliriz. Farklılıklara tahammülü olmayan bir toplum, eğer her şeyi sansürlerse daha da tahammülsüz hale gelir. Ancak mevcut durumlarını korumak isteyenlerin işine gelmediğinden dolayı bu tip sansürlemeler, yasaklar, göz korkutmacalar daha çok gündemimizde olur.
118 33 reklamına gelelim. Aylardır 188 .. şeklinde olan ve aklımıza müzik yoluyla kazımaya çalıştıkları bu tip reklamlardan Türk halkı bıkmış durumda. Ancak 118 33 reklamındaki eşcinsel görünümlü şahıs için gelen şikayet sayısı 5 milyonun üzerinde ve hemen hepsi de kendisinin cinsel tercihine ve dansına yönelik. Zaten bu tarz reklamlara karşı ön yargılı ve öfkeli olan halk, bir de tahammül edemediği taraftan birisini gördüğünde ipler kopuyor ve artık o şahıs gömlek ve ceket giyerek reklamda oynuyor.
Farklı düşüncelerden korkmaya devam edersek, kendi insanımızdan öfke duymaya devam edersek, bireyi arka plana atıp onu tanımlayan "eşcinsel, ateist, o, bu ,şu" gibi sıfatlarla bakış açımızı oluşturursak, devletin başına da o perspektife sahip, Allianoi için "Yıllardır sular altında. Biz bulduk çıkarttık.Birkaç yüzyıl daha su altında kalsa bir şey olmaz." ya da bir heykel için "Ucube gibi." diyerek farklı olanı başkalaştıran ve önemsemeyen insanlar gelir. Böylece de kırpıla kırpıla elimizde sadece tahammülsüz ve korkak medya kalır. Bu döngü de böyle devam eder..
Hiç yorum yok
Yorum Gönder