Kitaptaki olayların benim yaşadığım yere oldukça yakın yerlerde geçmesi okuma şevkimi arttıran en önemli neden oldu diyebilirim. Tamamen İstanbul'da geçen kitap bize 1950-60 ların İstanbulu'nun kalburüstü kesimiyle ilgili önemli detaylar veriliyor. Ancak kadın kahramanımız tabii ki alt tabakadan!
Kahramanımız Kemal Bey, tekstil zengini Basmacı ailesinin en küçük bireyidir. Ondan yaşça büyük, çalışkan,evli ve çocuklu bir ağabeyi vardır. Sibel adında, Paris'te ekonomi okumuş, babası eski bir diplomat olan bir kızla nişan arifesindedir. Günlerini kendileri gibi zengin arkadaşları ile eğlenerek mutlu bir biçimde geçirmektedirler.
Kitapta aynı zamanda evlilik öncesi beraberlik konusuna oldukça değinilmiştir. Artık Avrupa'ya gidip okuyan kızların ufuklarının da açıldığı, kendi ayakları üzerinde durabileceklerini ve yeterince çağdaşlaştıklarını düşünmeleri ile çelişen birçok durum ortaya koyulmaktadır.
Kemal ile Sibel 'de birlikte olmuşlardır fakat Sibel bunu " Evleneceğin kesin olan birisiyle yapılabilecek bir şey" olarak değerlendirmektedir. Erkeklerin bu konuda neler düşündükleri, hangi tabakalarda evlilik öncesi birlikteliğin hoş görüldüğü, en çağdaş olduğunu iddia eden erkeklerin bile bu konuda avrupalılarla aralarında binlerce kilometre fark olduğu bas bas bağırılmaktadır.
Evet kitaptaki olaylara dönüyorum (:
Kemal bir gün Nişantaşı'ndaki pahalı çantalar satan bir mağazaya girer. Orada en son dokuz yaşındayken gördüğü Füsun'un tezgahtar olarak çalışmaya başladığını görür. Füsun Basmacıların uzak ve fakir bir akrabasıdır. Annesi, Kemal'in annesi ve onun gibi sosyetik hanımların terziliğini yapmaktaydı. Ta ki Füsun on yedi yaşındayken yaşını bir yaş büyülterek güzellik yarışmasına katılana kadar. O zamanlar güzellik yarışmasına katılan kızlara "düşmüş" gözüyle bakıldığının açık bir göstergesi olarak Basmacı ailesi Füsun'la ve füsunun ebeveynleriyle tüm bağlarını o dakikadan itibaren koparmışlardı. Dolayısıyla tüm salon hanımlarının terzilik işleri bir başkasına verilmişti! Ayrıca Füsun yarışmayı kazanamamıştı.
Kemal Füsun'un şu anda on sekiz yaşında olduğunu hesapladı. Sarı elbisesinin içinde son derece güzel gözüküyordu.
Bunları düşünürken tüm hayatını kimilerine göre "harcayacağını" kimilerine göre"aşkla geçireceğini" bilebilir miydi?
Füsunla her gün aynı saatte kendilerine ait kullanılmayan bir dairede buluşup sevişmeye başladılar. Kemal, Füsun'un ilk deneyimiydi ve ona inanılmaz derecede bağlanmıştı. Zira Kemal de öyle..Füsun Kemal'i Sibel'den ayrısa bile Kemal'in ailesinin asla kendisini kabul etmeyeceğini biliyor, bu nedenle elinden bir şey gelmiyordu. Kemal'e Sibel ile sevişmesini istemediğini söylediğinde ise Kemal'den aylardır bi,r yakınlaşmaları olmadığı cevabını alması onu mutlu etmişti.
Nişan günü Aynı zamanda Füsun'uın üniversite sınavından bir gün önceydi. Ancak o gene de anne babasıyla birlikte geldi. Nişan sırasında Kemal'in yardımcısından Sibel ile ofiste sık sık seviştikerini öğrenen Füsun'u Kemal, o günden ancak iki yıl sonra görebilecekti.
Kemal o süre zarfında her gün Füsunla buluştukları daireye gidecek ve aynı saatte onu bekleyecekti.
Kahramanımız Kemal Bey, tekstil zengini Basmacı ailesinin en küçük bireyidir. Ondan yaşça büyük, çalışkan,evli ve çocuklu bir ağabeyi vardır. Sibel adında, Paris'te ekonomi okumuş, babası eski bir diplomat olan bir kızla nişan arifesindedir. Günlerini kendileri gibi zengin arkadaşları ile eğlenerek mutlu bir biçimde geçirmektedirler.
Kitapta aynı zamanda evlilik öncesi beraberlik konusuna oldukça değinilmiştir. Artık Avrupa'ya gidip okuyan kızların ufuklarının da açıldığı, kendi ayakları üzerinde durabileceklerini ve yeterince çağdaşlaştıklarını düşünmeleri ile çelişen birçok durum ortaya koyulmaktadır.
Kemal ile Sibel 'de birlikte olmuşlardır fakat Sibel bunu " Evleneceğin kesin olan birisiyle yapılabilecek bir şey" olarak değerlendirmektedir. Erkeklerin bu konuda neler düşündükleri, hangi tabakalarda evlilik öncesi birlikteliğin hoş görüldüğü, en çağdaş olduğunu iddia eden erkeklerin bile bu konuda avrupalılarla aralarında binlerce kilometre fark olduğu bas bas bağırılmaktadır.
Evet kitaptaki olaylara dönüyorum (:
Kemal bir gün Nişantaşı'ndaki pahalı çantalar satan bir mağazaya girer. Orada en son dokuz yaşındayken gördüğü Füsun'un tezgahtar olarak çalışmaya başladığını görür. Füsun Basmacıların uzak ve fakir bir akrabasıdır. Annesi, Kemal'in annesi ve onun gibi sosyetik hanımların terziliğini yapmaktaydı. Ta ki Füsun on yedi yaşındayken yaşını bir yaş büyülterek güzellik yarışmasına katılana kadar. O zamanlar güzellik yarışmasına katılan kızlara "düşmüş" gözüyle bakıldığının açık bir göstergesi olarak Basmacı ailesi Füsun'la ve füsunun ebeveynleriyle tüm bağlarını o dakikadan itibaren koparmışlardı. Dolayısıyla tüm salon hanımlarının terzilik işleri bir başkasına verilmişti! Ayrıca Füsun yarışmayı kazanamamıştı.
Kemal Füsun'un şu anda on sekiz yaşında olduğunu hesapladı. Sarı elbisesinin içinde son derece güzel gözüküyordu.
Bunları düşünürken tüm hayatını kimilerine göre "harcayacağını" kimilerine göre"aşkla geçireceğini" bilebilir miydi?
Füsunla her gün aynı saatte kendilerine ait kullanılmayan bir dairede buluşup sevişmeye başladılar. Kemal, Füsun'un ilk deneyimiydi ve ona inanılmaz derecede bağlanmıştı. Zira Kemal de öyle..Füsun Kemal'i Sibel'den ayrısa bile Kemal'in ailesinin asla kendisini kabul etmeyeceğini biliyor, bu nedenle elinden bir şey gelmiyordu. Kemal'e Sibel ile sevişmesini istemediğini söylediğinde ise Kemal'den aylardır bi,r yakınlaşmaları olmadığı cevabını alması onu mutlu etmişti.
Nişan günü Aynı zamanda Füsun'uın üniversite sınavından bir gün önceydi. Ancak o gene de anne babasıyla birlikte geldi. Nişan sırasında Kemal'in yardımcısından Sibel ile ofiste sık sık seviştikerini öğrenen Füsun'u Kemal, o günden ancak iki yıl sonra görebilecekti.
Kemal o süre zarfında her gün Füsunla buluştukları daireye gidecek ve aynı saatte onu bekleyecekti.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder