Türkiye'ye gelmeme az bir vakit kaldı. Bir şeylerin biteceği, bir değişim olacağı düşüncesi insanı takılı kaldığı döngüden bir süreliğine de olsa çıkartıyor. Ben de kendi yazılarımdan, verdiğim derslerden, işlerimden ve uyuşukluğumdan kafamı kaldırıp kendimi kitaba filme verdim. Evet, benim döngüden çıkmam böyle oluyor. Olsun. İzlenecek yığınla film, okunacak yığınla kitap ve roman var. Ağzımdan salyalar aka aka Sherlock'u veya The Americans'ı beşinci sefer izlemek de güzel ancak yenilik gerek. Kimi kıyafet alıyor, evini dekore ediyor, kimi sevgilisini değiştiriyor bu döngünün tekleme durumlarında. Param olsa saçımı da kestirirdim. Ancak kitaplar ve filmlerle sınırlı kaldım. Bir dahaki döngü teklemesine artık... Kafamda yıllardır dönüp duran ancak elimin bir türlü gitmediği filmerdendi Midnight in Paris. Çok güzeldi. To Rome With Love'ı Brüksel'de sinema günlerinde bedava izleme şansı bulmuştum yıllar önce. (2012. O kadar da yıllaar önce değil yani.) Keşke...