Fiyuuu! Birazdan Reha Muhtar fırlayacak, Saadettin Teksoy bize parmak gösterecek, Uğur Dündar Afrika'dan bir muzun içinde gelen hamam böceğinin peşine düşcek, Sinan Çetin "Dın dırı nırı nıı nırı nıt nııı!" müziği eşliğinde yıllardır birbirini görmeyen kayınçoyla görümceyi birbirine kavuşturacak filan... Hop oradan Petek Dinçöz atlayacak Fuuliş Kazanova diye. Böyleydi 90'lar. Bir "perde arkası" sözünden nerelere geldik sayın seiyrciler. Hani Sinan Çetin'e kadar iyi gidiyordum ama Petek Dinçöz çok bozdu havayı. Ben günümüze döneyim en iyisi. Evet gene Tokyo Ghoul. Eveet! Ay ne yapayım ortalıkta bir teori dolaşıp duruyor ve bu ööyle bir teori ki kulaklarımı tıkayamazdım. Tokyo Ghoul'u animesinden takip edenleri sert bir dille eleştirip mangasını okumaya davet ediyorum her zamanki gibi. Ama bu sefer sizi yok saymayacağım; yalnızca animesini izlediyseniz bile okuyabilirsiniz bu yazıyı. Kötü kalbim izin verdi hadi gene iyisiniz. Ama yarından tezi yok ma