Dediler kral öldü... assdşflösadf (Görselde ki kız tasarımcı ama siz blogger / yazar olarak tasvir edin kafanızda. Teşekkürler.) OH BE DÜNYA VARMIŞ! Hayatlarımız biz fark etmesek de dönemlere ayrılıyor. Bu işin böyle olduğunu da çok sonradan fark ediyoruz. Bende de öyle oldu işte. Kore'de Aşk Mevsimi'ni yazdığım dönem yalnızca aşk romanları okuyor, aşk temalı filmler, diziler ve animeler izliyordum. Polisiye / gerilim kitabımı yazarken de öyle oldu; bir dönem yalnızca cinayet, polisiye, gerilim ile ilgili eserleri takip ediyordum. Bu janrın dışında kalan ne varsa ilk 10 dakikasında sıkılıp kapatıyordum. Kitabım bitti, editöre gitti. Daha üzerinde çalışılacak çok şey var. Öyle çat diye çıkmıyor kitap. O kadar uzun bir süreç ki, evliyalığa doğru ilerlediğimi düşünüyorum cidden. Ama işte; serde inat var, yazmak tutkusu var. En iyi eserlerimi 35'imde, 40'larımda vermek istediğim için şimdi bu ceremeyi çekmem gerek. Yani öyle bir anda parlayıp hop diye söne

Çizgi Fanzin 5. sayısının kapağı Bu da  Eveeeet! Bu mangayı Çizgi Fanzin'e teslim etmemizin ardından neredeyse bir sene geçti. Hiç çıkmayacak diye düşünüyorduk. Manga atölyeleri ve söyleşilerinde işlediğimiz Dönüm Noktası isimli bu manganın aslında devamı da gelecekti. Ali Toğlukdemir'in mangaka olarak çizimlerini ustalıkla tablete aldığı, -kaleme aldığı desem pek doğru olmazdı sanki- benimse kurgusunu yaptığım bu mangayı sanırım 2016 eylülde yolladık. Öncesinde one shot olarak planlanan ancak hızımızı alamadığımız için dallanıp budaklanan Dönüm Noktası, Kayra isimli hikikomori bir çocuğun Yılanlar Tanrıçası Şehrazad ile bir anlaşma yapmasıyla başlıyor. Çizgi Fanzin'deki olaylar ise olayın yalnızca başlangıcı. Devamında ise zaman yolculuğu, Türk- Şaman ve Antıik Yunan tanrı ve tanrıçalarılarının olaya katılmasıyla birlikte iyice işin içinden çıkılmaz hale geliyor. Şehrazad ile kaybettiği sevgilisini geri almak uğruna ruhu üzerinden pazarlığa girişen Ka

Sabahın beşinde biri sopayla dürtmüş gibi uyandım. Oraya döndüm olmadı, öbür yana kaykıldım tutmadı. Sonra kendi kendime laf lafı açtı, hiç uyuyamaz oldum. Öyle kendi kafamda kendimle sohbet ederken -aslında hiç de sevmem, çekemem kendi sohbetimi ancak oldu bir kere-  Funda Özkalyoncu'nun, Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna kitabının bildiğimiz şarkıcı Madonna hakkında olduğunu sandığı, sanmayı geçtim, bunu bir de televizyonda rahat rahat söylediği olay geldi aklıma. Daha bu sabah iş için gittiğim kafede iki yanımdaki masada da bu kadından bahsediliyordu. İnternet Funda Özkalyoncu ve içinde döner sahnesi geçen anime ile ilgili paylaşımlarla doluydu. Döner sahnesi geçen animeyi de önereceğim tabii ancak buranın konusu Funda Hanım, Madonna ve özenmek. İşin içine bir döner yapan iki boyutlu Japonlar'ı karıştırırsam bence buradan hepimiz "Pen Pineapple Apple Pen! Liililililililililili!" diye dans ede ede çıkarız. Zorlamaya hiç gerek yok. Funda Özkalyonc

Mob Psycho 100 Bölüm Sayısı: ??? Yayımlanma Tarihi: 12 Temmuz 2016 Stüdyo: Bones  Tür: Aksiyon, Shounen, Komedi, Doğaüstü Teee 2016'nın başında haber etmiş, Mob Psycho 100'ün animesinin geleceğinin müjdesini vermiştim. İşte o müthiş gün geldi çattı! Geliyor gönlümüzün efendisi! One Punch Man'in ikinci sezonunun daha bir-iki sene bekleyeceğini biliyoruz. Bu süre zarfında da açlığımızı Mob Psycho 100 ile gidereceğiz artık. Neden mi? İkisinin de mangakaları aynı kişi çünkü! ONE! Mob Psycho 100, kısaca Shiego Kageyama adlı, psişik güçleri olan bir orta okul çocuğunun başından geçen maceraları anlatıyor. Konunun işlenişi bakımından One Punch Man ile birçok benzerlikler gösteriyor Mob Psycho 100. Yalnızca bu dünya süper kahramanlar yerine, psişik güçlere sahip olan insanlarla dolu. Bayağı büroları filan var, para kazanıyorlar. Akademileri var. Bizim protagonistimiz Shiego da "kendi kendini psişik ilan edenler" güruhundan. Evet, evet aynı kendi ken

Sevgi! Aşk! İhtiras! Nefret!  Tutku! Ve daha neler neler!.. Birazdaaan tam burada, sizlerle! Aslında iyi magazin muhabiri olurmuş benden de kariyer basamaklarını yanlış çıkmışım. Neyse.  Sevgililer gününe özel bir tema oluşturayım dedim ve aklıma birbirine en çok yakışan -veya bizim yakıştırdığımız- çiftleri sıralamak geldi. Arada birkaçı "sevip de kavuşamayan" sıfatında olduğu için içinizi cız da ettirebilir. Bir de mutlaka unuttuğum, es geçtiğim çiftler vardır. Aklınıza gelirse Twitter'dan Facebook'tan oradan buradan yorumlarınızı esirgemeyin. Yine aynı benim yaptığım gibi, kurguda çift olmayan ancak sizin yakıştırdıklarınızı da ekleyebilirsiniz, hiç dert değil.  İşte anime tarihinin en minnoş, en tontiş, en minnak, en dandiridundiri (sonuncusu olmadı, farkındayım) çiftleri! 13- Yuno Gasai & Yukiteru Amano (Mirai Nikki)  Aşk, tutku ve ihtirasın yanında biraz da saykoluk ekleyince elde edeceğimiz

Brüksel'de geçen hafta büyük bir animasyon festivali vardı; Festival Anima. Yalnızca Japon animelerini değil, her türden animasyonu içeriyordu ancak ben "Japon Special" bölümünü resmen sömürdüm. Bir ay boyunca ise Sinematek'te birkaç kült animasyon filmi göslterilecek. Evaneglion 0.3'e gideceğim ben de! Ay oley! Capon Speyşıl kapsamında gittiğim filmerden biri de Mind Game idi. Akşamın onuna bu güzleim filmi neden koydular bilmiyorum ama siz siz olun, uykunuz varken, mayışmışken filan izlemeyin bu filmi. Eğer gerekirse yanınıza ekstradan enerji içeceği, Rilatin filan alın, kahve için ancak ayık olun filmi izlerken. Ben anladım filmi ama hala "Ya anladım ama bu kadar da kolay anlaşılacak film değildi acaba yalnış mı anladım?" sorusu var kafamda. "Bu sorunun çözümü bu kadar kolay olmamalı ya, kesin yanlış yaptım" düşüncesinin laciverti işte.  Film ünlü  Studio 4°C 'nin eseri. (Derece işaretini bulamayıp Wikipedya'dan

Uzun zamandır aklımda ahlak üzerine yazmak var. Üzerine düşündükçe yazacak şeyler de çoğalıyor ve yazının taslağını daha kafamda tam kuramadığımdan yazıya geçirmesi de zaman alacak gibi görünüyor. Birazdan bahsedeceğim konu da ahlak, doğru davranış, iyiye, güzele yönelim ile yakından ilgili; hayat amacı. Hayatın bir amacı olduğu veya olmadığı konusunda hemen herkes kesin bir fikir sahibi. Çoğunluk olduğunu, geri kalanlar ise olmadığını, kendi amacımızı kendimizin bulduğunu söylemekte. Çoook az bir azınlık ise amaç diye bir şeyin var olmadığını, olsa bile zaten bir insanın kendi iradesiyle kendine bir amaç koymasının mümkün olmadığını düşünüyor. Benim çıkıntılık yapıp kendimi bu ufak azınlıktan sayacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Ben“Kendi irademizle asla bir şey seçemeyiz. Tüm kararlarımız atalrımızın genetik kodlarımızda bıraktıkları izlerin, hormonlarımızın, çevremizin detop edilmiş hali” düşüncesine tam olarak karşı olmamakla birlikte fikrin en genişletilmiş, harita ölçeğ

Tür: Aksiyon, macera, fantastik Not: Agame Ga Kill ve Sword Art Online sevenlere ayriyeten önermekyetim. 2016'da Başlayacak Yepyeni On Anime   yazımda bahsettiğim bir başka animeye geldi sıra. Listedeki on animeden ikisinin - Ajin ve Boku Dake Ga Inai Machi - hakkında yazmış, hem animelerinin hem de mangalarının önerisini yapmıştım. (Ajin'in de Inai Machi -Erased- 'in de mangaları müthiş müthiş!) Şimdi sıra geldi üçüncüye; Hai To Gensou No Grimgar. Bilmiyorum beni dellendirmek için mi böyle uzun uzun adlar koyuyorlar bu animelere. Şimdi yazıda her seferinde Hai To Gensou No Grimgar mı yazacağım? Yazık değil mi bana? İngilizcesi ise Grimgar of Fantasy and Ash. Öncelikle belirteyim; Akame Ga Kill'i beğendiyseniz bu animeyi de beğenirsiniz. O derece net konuşuyorum. Beylik beylik konuşasım var bugün. Animenin aslı  Ao Jūmonji  yazdığı, çizimlerini ise  Eiri Shirai'nin yaptığı hafif roman. Animeye dönüştürme işini ise A-1 Pictures üstlenmiş.

Ta ta taaa! 2016'nın yepyeni animeleri emrinize amade! Biliyorum, arada kendimi kaptırıyor ve on beş- yirmi yıllık animelerin önerisini yapıp "New is always better" mentalitesindeki arkadaşları gözardı ediyorum. Yenilerden çok güzel animeler yok mu? E, var tabii! Shingeki No Kyojin nereye duruyor? Anime uyarlaması bu kadar güzel olan manga çok az gördüm çok az duydum. Bakınız Tokyo Ghoul. Böyle bir anime yakışyıor bu böylesi müthiş bir mangaya? (Haydaa! Gene getirdim lafı Tokyo Ghoul'a! Nasıl yapıyorum ben de bilmiyorum hiç.)   Öhöm öhöm! Geldik 2016 animelerineee! Bence elinizi çabuk tutun çünkü kış sezonu animeleri yavaş yavaş startlarını vermeye başladı bile!  Mangasını pek sevdiğim Ajin  hakkında yazmıştım. Sanırım bir-iki detaylı öneri daha gelecek 2016 animeleri böyle güzel gitmeye devam ederse. E, şimdi kısa tanımlarla yetinin daha ben izlemedim hepsini doğru düzgün. Sıralamayı öylesine yaptım. Daha iki-üç bölümü çıkmış animeleri iyi-kötü diye ayrı

Neee zamandır "beyin  yakan" animeler izliyorum; şöyle karmançorman, bilimkurgu, gizem, distopya türünde olanlarından. Bir an uzaklara dalıp gitseniz kurguyla ilgili çok önemli bir ayrıntıyı kaçırabiliyor, sonradan "Ya noooluyoruz? Kim bunlar? Niye geldiler? Ajan değil miydi bu adam? Köstebek miymiş?" ve benzeri varyasyonlarda veryansın edebiliyorsunuz. Aboow! Gözlerim patladı, etraflarında çukurlar oluştu olayların bir saniyesini bile kaçırmamaya çalışmaktan. Animelerin bazıları o kadar detaylı ki, izlerken yanımda not defteri.bulundurmayı düşünüyorum. Not alacağım, kim neydi, hangi deney hangi grup tarafından yapılyıordu tek tek yazacağım. Başka yolu yok izlemenin bu animeleri.  Hele ki Seinen mangalara hiç girmiyorum şu sıralar. Oy anam! Düşüncesi bile şeyetti. Gözlerim kararıyor o detayların hepsini birden yakalayacağım diye. Normal hayata dönünce her şeyi çizgi çizgi görüyorum ilk bir iki saat. Bakın, iki dakikada içiniz sıkıldı değil mi? Ben s