Tür: Aksiyon, bilimkurgu, doğaüstüi distopya, macera, shounen
İşinizi gücünüzü bırakıp bu animeyi izleyin.
Tabii şu tek cümleyi yazmak adına koca bir blog girdisini heba edecek değilim. Ama ne bileyim, şöyle çarpıcı bir girizgah yapayım istedim. Tam da animenin havasına uygun zaten. Animenin havasını da açklayayım tam olsun; çarpıcı ve souğuk. Dınnn! Dınnn! Dınnn!
Şimdiii zamanlardan bir zaman, Dünya'ya -dünya bilimsel adıyla kullanıldığında d büyük yazılır. Hadi bu da benden size kıyak- tövbe bismillah bir şey olmuş, Japonya'da Cehennem Kapısı, Brezilya'da da Cennet Kapısı adı verilen iki devasa oyuk meydana gelmiş. Manyetik alan mıdır nedir bilinmez, bu olay gökyüzündeki tüm yıldızları ortadan kaldırmış. Ha, eklemeyi unuttuğum bir detay var; bir de işte bazı insanlar güç filan kazanmışböyle uçabiliyor, elektrik saçabiliyor filan. Olur öyle yan etkiler tabii.
Bu doğaüstü güçle kazanan arkadaşlara "Contractor" denmekte ve varlıkları ülkelerin gizli servislerinde çalışanlar ve tabii ki Contractorlar dışında herkesten saklanmakta. Gizli servislerin işleri biraz zor, çünkü Contractorlar oldukça rasyonel davranan, soğukkanlı varlıklar ve sahip olduklrı güçleri işlerine en yarayacak şekilde kullanmaya niyetindeler. Genelledim tabii.
Bu arada Darker Than Black'in mangası, anime çıktıktan sonra yapıldığı için orijinal hikayeyi animeden takip edebilirsiniz. Mangası da 2+4 volüm. Dün kitapçıya gidip bir göz attım yazıyı yazmadan önce. (Ödevime hazırlandım yani) Güzele benziyor.
Evet, ne olmuştu? Cennet, Cehennem Kapıları, süpergüçleri olan arkadaşlar... Evet. Hikayemiz de bu kapıların açılmasından on bir yıl sonra, Brezilya'daki kapıda yaşanan büyük patlamanın üzerinden beş yıl geçtikten sonra başlıyor. Li takma adıyla dolaşan, Çinli Hei'nin bir Contractor ile olan müthiş dövüşme sahnesiyle yapılıyor açılış. Belirteyim, hikayesinin ve karakterlerinin güzelliği dışında, dövüş sahneleriyle de beni benden alan animedir Darker Than Black. Lince uğramaktan korkuyorum ancak Code Geass gibi, çok renkli, çok gürültülü animeleri şaapamıyorum ben. Hem takip edemiyorum hem de başıma ağrılar giriyor. Darker Than Black bu açıdan müthiş. Çok "akıllı" dövüş sahneleri var. Şölen resmen!
Hei'miz bir Sendika'ya üye. Sendika'nın asıl amacını uzun zaman anlamıyoruz. Genel olarak Japonya'ya öğrenci değişimile geldiğini söyleyen ve Li takma adını kullanan Hei, "beden ele geçirme özelliği olan" kara kedi Mao, Contractor olmamasına rağmen Sendika için çalışan Huang ve bir Doll, yani bebek olan Yin ile görüşüp, Sendika'nın verdiği direktifleri alıyor ve verine getiriyor.
İlk bölümler genel olarak iki bölümlük hikayelerden oluşsa da, arada verilen ipuçlarından zaten tüm hikayelerin birleşeceğini anlıyoruz. Zira öyle de oluyor. Sendika'nın asıl amacını, delikleri incelemek için kurulan uluslararası araştırma merkez, PANDORA'da olan bitenleri, olaya iyice karışan MI6 ve CIA'yi çözmeye, oradaki karakterlerle de yavaş yavaş tanışmaya başlıyoruz. Yan karakterleri de çok güzel bu animenin. Hikayeleri, tipleri, hatta ve hatta Contractor olanların süpergüçleri bile çok güzel!
Doll'lardan, MI6'in elinde bulunan July. İkinci sezonda Hei'nin tarafına katılıyor.
Peki nedir bu Contractor? Yani, kontrat yapan kimse? Animede kontratın ayrıntılarına girilmese de, bildiğimiz şeylerden biri, sahip oldukları süper güçleri her kullandıklarında bir bedel ödemek zorunda kalmaları. Ortalığı ateşe veren bir arkadaş hemen sonrasında kalkıp on tane hamburger indirebiliyor mideye. Kanıtlanmamış bir teori, ancak bir Contractor'un süper gücü ne denli büyük olursa, ödemesi gereken bedel de o denli ağır oluyor. Bunu zamanda ileri-geri gidebilen Amber vakasında görüyoruz. Animenin ikinci sezonunda tanıştığımız, böcekleri kontrol edebilen Tanya ise her seferinde saçından bir tutan kopartmak zorunda. Amber'in ödemesi gereken bedeli burada söylemeyeyim, siz izleyip öğrenin.
Contractorlar'ın dışında, bir insanın beden, ve hafızası kopyalanıp bir başka vücuda aktarılan Doll'lar da var bu dünyada. Bu Dolllar, çeşitli materyaller aracılığıyla, (su, demir...) her yere ulaşıp etrafı gözetleyebiliyor. Bazı Dollllar'ın ise geleceği görme özelliği var. Tabii ülkelerin gizli servisleri durur mu? Bu Dolllar'ı toplayıp zihinlerini gizli kamera niyetine eletrik tellerinde dolaştırıyor, kahin Dolllar'dan gelecekle ilgili olan biteni öğreniyorlar.
Hikayedeki tüm kızların bir şekilde hoşlandığı Hei'nin tek zaafı, Amber. İkinci sezonda, ilk sezonda olan tüm olaylardan sonra bile olayların gidişatını tamamen değiştirebilecek kadar akıllı bir hatun kendisi.
Geldik Hei'mize. Polislerin ona verdiği kod adıyla: B 201. Hei de işte o "tüm hatunların hasta olduğu" gruptan. Sessiz, sakin, tek tabanca takılan bir assassin, kiralık katil. Kılıktan kılığa girip Sendika'nın ona gösterdiği hedefe ilerliyor ve BUM! Sonradan öğrendiğimize göreyse (çok detaya grmeyeceğim, spoiler verip durduk yere küfür yemek istemiyorum) asıl B201'in Hei'nin çok küçük bir yaşta Contractor'a dönüşen kız kardeşi Yei olduğunu, Hei'nin normal bir insan olmasına karşın kız kardeşini korumak adına Sendika'ya katıldığını ve soğukkanlı bir katile dönüştüğünü öğreniyoruz. Hei'nin süper güçlerini nereden aldığını ise anlatmayacağım. Çatlayın da patlayın.
Anlattığım kadarıyla animenin Azınlık Raporu, X-Men ve The Flash ile benzerlikler içerdiğini fark etmişsinizdir sanıyorum. Eğer bu tarz filmlerden, dizilerden, çizgi romanlardan hoşlanıyorsanız durmayıp izleyin derim.
