Hani mükemmeli bulursunuz ya, ( böyle bir olay var mı ben bilmiyorum ama bulanlar varmış) işte o mükemmele en yakın olanlardan birisi Soley benim için. Müzik bağlamında tabii ki. İzlandalı piyanist bir ablamızdan bahsediyorum. Kendisi pek bir şirin, pek bir tatlı. Ne yazık ki Barok tarzından esinlenen müziğiyle ben başka dünyalara alıp götürüyor. Ne yazık ki bu dünyalardan hiç birisinde şekerlerden yapılma pembe evler, balkabağından arabalar, beyaz atlı prensler yok. Hepsi birbirinden ayrı tonda siyah renklerle kaplı. Hele ki tam adı Sóley Stefánsdóttir olan hanım kızımız o insanı delik deşik eden Björk gibimsi ama değil de gibimsi sesiyle şarkı söylemeye başladığında siyahlardan siyah, grilerden gri beğeniyorsunuz. Eğer sizin de "mükemmeliyet" tanımınız bunun gibi bir şeyse, kesinlikle durmayın derim. Çünkü Sóley öyle oturup " Hadi şunu da bir dinleyeyim bakalım neymiş." denilecek bir müzik yapmıyor. O müzik sizi içine çekiyor, hakiyâesini anlatıyor, yaşam enerjinizi emip alaşağı ediyor ve öylece ortaya bırakıveriyor. Ha, bana bunun neresidnen zevk alıyorsun diyecek olursanız," Balkabağı sevmem." diye cevap vereceğim...
1 yorum
Mükemmel bir music
Yorum Gönder